Mahalle Maçları Sözlüğü

3

Saat: 12:48 | Yazar: Burak Doğan

Eveett.. Sanırım en son bizim zamanımızda bütün mahallenin çocuklarının "sokağa çıkıp" sokakta buluşup çeşitli kültürlere ilk adaptasyonu gerçekleşmiştir. Çeşitli kültürler diyorum çünkü sokakta gerçekten çeşit çeşit çocuklar vardır. Mahallenin abisi, çeteleri falan filan. Ama artık internet sayesinde akşamüstü 6'dan sonra sokakta kızları ip atlarken, oğlanlarıda tek kale maç yada 9 aylık hatta ve hatta gol atan kaleye oynarken göremiyoruz. Bir zaman sonra resmen 9 aylık kurallarının unutulacağından korkuyorum ben.. (apış arası 5, kafa 3 , artistik hareket2)

Ama bizim zamanımızda mahalle maçlarına doyum olmazdı. Diğer mahalleden gelen çocuklarla veya kendi aramızda yaptığımız maçlar en eğlenceli günlerimizdi.. Kaleler ya iki taştan ya iki terlikten ya da bir arabanın 2 tekerlek arasından oluşurdu. Kurallar ise tam efsaneydi.. Kim çıkarmış, nasıl çıkarmış, nerden bulmuş çıkarmış kimse bilmiyor.. Ama sokakta top oynayan her çocukta bu kuralları biliyor.. Bu efsanevi kuralları gelinde hatırlayalım, suratlarımıza birer gülücük konduralım..

3 KORNER 1 PENALTI: Hepimiz biliriz işte; kornerler kullanılmaz, her takım kazandığı 3 korner için 1 penaltı kullanır. Penaltı hakkının sayılması ise "Penaltı 1 ... Penaltı 2" diye eşşekler gibi anırılarak yapılır.

ATAN ALIR SIPOR: Mahalle maçları genellikle caddelerde yahut bahçelerde yapıldığı için topun kaçma olasılığı olan çok yer vardır. Top bir yere kaçtığında topu kaçıran takımın karşısındaki takım hemen, "Atan alır sıpor." der. Top onların sahasında auta çıkmış olduğu halde karşı takım topu almak zorunda kalır. Hemen akabinde aralarından en sempatik olanı, "Olm atam öldü topu alamaz." esprisini patlatır. Herkes deli gibi güler. Topun alınmasıyla oyun yeniden başlar.

ADAMIN GOL DİYO: Gol atılır fakat yiyen takım saymaz. Hep bir ağızdan "Direk ulan." diye anırmaktadırlar. Fakat içlerinden biri, "Gol abi." der. Karşı takımdan bunu duyan biri direk atlar ve, "Ulan adamın gol diyo." diye serzenişte bulunur. Gol sayılır, adam dövülür.

ABANMA YOK: Genelde küçük çocuklar arasında yaygındır. Kaleciler abanma yok derler. Aralarından yaşça büyük olanı "Lan karı mısınız." dese de abanma olmaz.

GÖNÜL ALMA: Büyüklerle küçüklerin ortak oynadığı maçta büyüklerden biri gaza gelip küçük bir çocuğa sert girince direk penaltı olur. Nerede olursa olsun. Küçük çocuk sevilen bi simadır ve faulu yapan abidir. Penaltı kullanılır, genelde gol olmaz çünkü kalede bir ayı vardır ve penaltıyı atan küçük çocuktur.

KALECI DEĞİŞTİN 2 PENALTI: Herhangi bir penaltı pozisyonunda kaleye hemen forvetin etkili silahlarından biri geçmek ister çünkü o her mevkide iyidir. Buna karşılık karşı takıma teselli olarak ekstra bir penaltı verilir. 1+1=2.

3 KERE SEKTİRME: Kaleci degaj kullanırken eğer yanında bir rakip forvet varsa topu 3 kere sektirir ve, "Açılsana ulan üç kere sektirdim işte." der, rakip açılır.

İŞE OLM İŞE: Bazen top insanın pek münasip olmayan bi tarafına gelir, herkesin reaksiyonu aynıdır: "İşe işe!." Uygun araziye çiş edildikten sonra maça devam edilir.

GOL DİİL OLM BEL ÜSTÜ: Minyatür kale maçlarda elle tutulmasına engel olunmak için getirilmiş bir çözümdür ancak bel üstü gibi kişiden kişiye değişen ve ispatı zor bir kriter getirdiği için nice kavgaların çıkmasına, nice başların yarılmasına sebep olmuştur.

ÜÇ ADIM AÇIL: Top frikik noktasına dikilir ve rakip barajın üstüne doğru adeta onnar orda diilmişçesine yürünür. kocaman üç adım atılır ve baraj göğüsle itmek suretiyle uzaklaştırılır. adımların büyüklüğünden şikayet edenler iki kere "o-ha" der.

ATAN GALİP : Mahallede iyi fitbol oynadıkları bilinen çocukların uzun çabalar sonucu biraraya toplanarak oynadıkları ve kavgasız gürültüsüz çok zevkli bir şekilde devam eden maçlar bir türlü bitirilemez. Maç çok çekişmeli devam ettiği için sürekli uzatılır ve sonunda hava kararmaya başlar. İşte bu noktada annesinden dayak yemekten korkan bir kısım çocuklar pürüz çıkarıp ben eve gidiyom artık, annem merak eder diyince maçı o şekilde bırakmak istemeyen diğer çocuklar hemen ATAN GALİP kuralını uygulamaya koyarlar. İlk golü atan maçı kazanmış sayılır.
Yazının devamını okuyun...

Derdinden Bıktığınız Bilgisayarınız Varsa..

2

Saat: 11:38 | Yazar: Burak Doğan

Bilgisayarınız o kadar eskidi ki, artık hiçbir çağrınıza yanıt vermez oldu.. Yada aslında daha bilgisayarınız yeni ama istediğiniz performansı hiçbir zman vermedi, üstüne sürekli sorun çıkartıyordu, birde bu virüs işi çıktı, tamamen sizi çığrından çıkartmaya başladı. Kendi kendine açılıp kapanmacalar, Internet Explorer hataları, Windows'un sizi çıldırtacak hale gelmesi bunları izledi.. Nereye kadar dayanabilirsiniz, en son hamleniz ne olur... Peki Dell'in reklamında kullandığı bu yöntemi seçer misiniz? Ben mesela 1 kere Vista yüzünden bu duruma düşmek üzereyken, uçurumun dibinden döndüm.. Çok etkileyici ama ya..


Yazının devamını okuyun...

Adriana Lima Reklamlarda Oynarsa..

0

Saat: 12:22 | Yazar: Burak Doğan

Kadın erkek herkesin ortak düşüncesi, şu anda dünyanın en güzel kadınlarından birinin Adriana Lima olduğu gerçeği. Victoria's Secret'in meleklerinden olan Lima, geçen ay aldığı evlilik kararı ile zaten sütunlarımıza konu olmuştu. Şimdide oynadığı bir reklam filmi ile bize konuk oluyor. Tim Mobile'ın reklamlarında oynayan Lima, mikrofonlara "Enginlere sığmam taşarım" demiş. Bizede izlemek düşüyor..


Adriana Lima - Tim mobile adl - video powered by Metacafe

Yazının devamını okuyun...

Lost "The Orchid" Oryantasyon Videosu

0

Saat: 10:36 | Yazar: Burak Doğan


Lost çılgınlığı dünyanın 4 bir yanında devam ediyor ve 4. sezonun başlaması iple çekiliyor. Tabii yapımcılarda bu durumu görmezden gelmeyip belirli aralıklarla belirli videoları tabiri caizse "sızdırıyorlar".

Bu son videoda, 6. istasyon olan "the orchid" in, oryantasyon videosunu görüyoruz ancak önceki oryantasyon videolarına kıyasla, daha farklı bir video karşımıza çıkan. Daha çok, kamera arkası görüntüleri gibi bir içeriğe sahip, ve daha önceden duyduğumuz casimir effect'ten bahsediliyor. Burdanda bulabileceğimiz mutlaka ayrıntılar, çıkaracağımız bir şeyler ve yine bu "Ada"da neler oluyor sorularını birbirimize sormacalar yaşayacağımız bir video daha.. Lost başla artık..


Yazının devamını okuyun...

Alaçatı Yaya Restaurant

13

Saat: 13:14 | Yazar: Burak Doğan

Alaçatı'nın en meşhur caddesi olan Kemalpaşa Caddesinde bulunan Yaya Restaurant'taydım dün akşam.. Burası hakkında çıkan reklamlardan sonra ilk önce size biraz genel bilgi vermek, ardından da düşüncelerimi söylemek istiyorum.

Sabah saat 9.00'dan gece saat 02.00'a kadar açık olan Yaya Restaurant'ta oturma kapasitesi 120 kişi, bahçenin alanı ise 650 m2 civarında, oturma alanı ise 300m2 kadarmış. Alaçatı'nın Kemalpaşa Caddesi'nin üzerinde olan 4 adet masası, arka tarafındaki bahçesinde cuma gecesi sayabildiğim 20 masası vardı. Ama daha bahçenin devamı kullanılmamış, belki sadece rezervasyona göre belirli sayıda masa açılmıştı. Alaçatı'nın belki en güzel, belki de en kötü özelliği (kişiden kişiye değişir) masaların dip dibe olup, sokaktan geçen insanların neredeyse tabakların içine düşmek üzere olduğu bir ortamı olduğu.. Kimisi bu ortam yüzünden Alaçatı'yı tercih eder, kimisi de bu yüzden tercih etmez.. Ama Yaya'nın durumu farklı. Bu durumdan rahatsız olan kişiler, Yaya'yı kesin olarak ziyaret etmeli. Arkasında bahçesi var ve bu bahçe rahatlık kazandırmış, masa araları uzak ve yapılan dedikoduların diğer masalardan duyulması çok güç:) Bunu beğenmeyen kişilerde mutlaka olacaktır:)

Masalarda, ortamın genişliğine göre ufak tutulmuş. Hele 5 kişilik rezervasyonu, 6 kişilik bir masaya değilde 4 kişilik masaya yerleştirince sorun daha da büyümüş. 4 kişilik bir masada 4 kişi oturuyor gibi değerlendirince bile 1 soğuk tabağı ve 1 salata bile zar zor sığıyor masaya. Heleki büyük tabaklarda küçük olması muhtemel içerikli birşeyler söylüyorsanız masa baya sıkışıyor.

İçeri girer girmez sizi karşılayan güzel bir bar ve az sayıda bistro var. Şayet yemekten sonra uğramak istersenizde güzel bir seçenek yani. Yalnız şunu belirtmektede fayda var, dün akşamki masaların yaş ortalaması 40'tan az değildi hatta daha fazlaydı bile diyebiliriz. Haliylede biraz ağır bir hava mevcut.

Menüde seçenek çok fazla yok ancak yemeklerin hepsinden son derece hoşnut kaldık. 4 adet makarna, 6 adet toplam ana yemek, 4 adet tatlı sayısı buna örnek olarak verilebilir. Tutmaç (kızartılmış üçgen mantı'nın yoğurt ve sosla sunulması), Boşnak Pastırması ve Rakılı Çilek mekanın özel önerileri.

Sonuç olarak, Alaçatı'da olup ama kıç kıça oturup, insanların içinize düşercesine sizi izlemesindense, rahat bir ortamda, başkalarının dedikodularını dinlemek zorunda kalmadan, güzel bir servis eşliğinde güzel bir yemek arıyorsanız Yaya size göre.. Beğendim mi? Beğendim..
Yazının devamını okuyun...

Aptal Sarışın Örneklemesi

0

Saat: 10:10 | Yazar: Burak Doğan

Geçende bir yerlerde Mercedes'in reklamına denk geldim. Reklamın konusu mükemmel düşünülmüş ve "aptal sarışın" kavramı üzerine oturtulmuş. Gerek magazin basınımızda, gerekse internet ortamında bu kavramı zaten çok rahatlıkla örnekleyebileceğimiz durumlar mevcut. Ancak bunu bir reklam stratejisine dönüştürmek kesinlikle çok başarılı bir sonuç çıkartmış ortaya. Sarışın bir bayanı kişisel özellikleriyle beraber reklamında kullanan Mercedes, sanırım amacına ulaşmış görünüyor.


Yazının devamını okuyun...

Anayasada Atatürk İlke ve İnkilaplarına Gerek Yok!!!!

4

Saat: 11:38 | Yazar: Burak Doğan


Ve işte yavaş yavaş %47 kendini göstermeye başladı.. Bu söylenenler, söylenmeye cesaret edilenler, Atatürk'ün kemiklerini sızlatır, bizleri tamamen karanlığa sürükler.. Haydi herkes bunada destek olsun, herkes bu düşünceye ortak olsun.. Böyle bir Anayasaya destek versin.. Gerçekten sonumuz hiç iyi değil.. Bunlar, ya kiminle dans ettiklerinin farkında değiller, ya da başlarına ne geleceğinden habersiz konuşuyolar.

2 gün önce Vatan gazetesinde çıkan haberde Malezya'nın durumunu gördük. Bırakın Laiklik istemeyi, ülkede Laiklik kelimesini kullanmak bile yasak hale getirilmiş. Haberi buradan da okuyabilirsiniz.

Her okuduğumuz haber bizi korkutmaya, her yapılan açıklama bizi derin kaygılara sürüklüyor. Bu şekilde bir Anayasa yapılması mevzusu bile ortaya çıkarsa her yerden gelecek tepkileri açıkçası çok merak ediyorum. Hürriyetten alıntı yaptığım bu yazıda, AKP'nin hukukçusu Zafer ÜSKÜL'ün yorumlarını okuyup hayret edeceksiniz..


AKP'nin hukukçusu Prof. Zafer Üskül, "Bu ifadelerin sivil anayasada yer almaması onların önemini azaltmaz" dedi.

Sabah Gazetesi'ne konuşan AKP'nin hukukçusu Prof. Dr. Zafer Ülkül, kafasındaki "sivil ve renksiz anayasa"yı tanımlarken, anayasanın başlangıç kısmında ve maddelerinde Kemalizm ideolojisinin yansımaları olan "Atatürk milliyetçiliği" ve "Atatürk ilke ve inkılapları" gibi kavramların yer almasının gereksiz olduğunu savundu. Üskül'ün, sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

* Sivil ve renksiz bir anayasayı savunuyorsunuz, ne demek bu? Demokrasi dışı yöntemlerle yapılan anayasalar çok eleştiri konusu oluyor ve benimsenmiyor. Renksiz bir anayasa lazım. Herhangi bir ideolojiyi öngörmeyen, dayatmayan bir anayasa lazım.

* 1982 Anayasası Kemalizm ideolojisini mi yansıtıyor? Anayasanın başlangıç bölümünde ve birçok maddesinde bu var. Yeminde de var mesela. Atatürk milliyetçiliği var, Atatürk ilke ve inkılapları var. Bütün bu kavramlar, Anayasa Mahkemesi'nin yasaları denetlemesi sırasında temel alınıyor. Dolayısıyla ideolojiler, siyasi partilerin işidir. Her siyasi parti kendine özgü bir ideolojiyi savunabilir, savunmalıdır. Farklılıklar öyle ortaya çıkacaktır. Kemalist bir parti de kurulabilir, kurulmalıdır da. Bunu destekleyecek insanlar çıkar. Ama anayasalar bütün bu ideolojilere eşit mesafede durmalıdır. Renksiz olmalıdır. Biz bunu renksiz bir anayasa olarak tanımlıyoruz. Avrupa anayasa anlayışı da böyledir.

* Atatürk milliyetçiliği ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık yer alıyor. Bu ifadelerin çıkarılması mı gerekecek? Yer almaması doğru olur diye düşünüyorum. Bu bir eksiklik değildir. Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün ulusun önderi olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu ortak değerdir. Bu herkesin sahip olması gereken ortak değerdir. Mustafa Kemal Atatürk başka bir şeydir, Kemalizm veya Atatürkçülük başka bir şeydir. Anayasa bu anlamda Kemalizm ideolojisinin izini taşıyor.

* Anayasa militarist bir mantıkla yapıldığında da daha demokratik olabilir. Örneğin 1961 Anayasası'nın birçok sivil anayasadan daha demokratik olduğu söylenir. 1961 Anayasası tabii ki bir önceki anayasaya göre demokratik hak ve özgürlükler bakımından önemli gelişmeler sağlamıştır. Ama MGK'yı anayasal olarak kuran da 1961 Anayasası'dır. Askeri Yargıtayı bir kurum olarak kuran da. Düşünce özgürlüğünün önünde sınırlar koyan da.

* Hangi kurumların öncelikle değişmesi gerekiyor? Örneğin yargı. Bütün idari işlemlerin yargı denetimine tabi tutulması gerekmektedir. Örneğin Yüksek Askeri Şura, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları. Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru hakkını kabul etmesini sağlayacak bir düzenleme. İki daireden oluşan anayasa.

* MGK da şu andaki anayasanın bir kuruluşu? Milli Güvenlik Kurulu'nun anayasada olması şart değildir. Bu, 1940'lı yıllarda olduğu gibi yasayla düzenlenebilir.


Yazının devamını okuyun...

Sabah Sabah Antalya'ya Uçakla İniş..

0

Saat: 10:11 | Yazar: Burak Doğan

Bugün Cuma.. Malum yarın kimimize yarım gün, kimimize tam gün tatil.. Sabahında soluğu havaalanında alıyoruz ve ilk uçakla ver elini Antalya.. Antalya Havaalanına inerken o mükemmel manzarayı izliyoruz. Kendimizden geçip aaah ah ne kadar kısada olsa tatil tatildir dedikten sonra, huzurlu bir şekilde Antalyaya iniyoruz.. Ama o mükemmel manzara yok mu.. Anlat anlat bitmez o falezlerin üstüne kurulmuş güzel Antalya.. Hadi buyrun paylaşayım sizinle bu mükemmel görüntüyü..


Yazının devamını okuyun...

Güneşin En Yakışıklı Resmi..

0

Saat: 15:41 | Yazar: Burak Doğan

NASA’nın uzay telekopu Soho tarafından çekilen bu muhteşem kare güneşi ilk kez bu kadar lekesiz ve durağan yansıttı.

NASA’nın uzay teleskopu Soho geçtiğimiz günlerde sistemi içindeki patlamaların minimuma indiği bir dönem yaşayan güneşi lekesiz ve pürüzsüz haliyle görüntüledi. Tam bir daire şeklinde turuncu renkteki bir ışık topunu andıran güneşi izlemeye koyulan bilim adamları yüzeyinde neredeyse hiç patlama hareketi görünmeyen güneşin en durgun dönemini yaşadığını belirtti.

Bu dönemde güneşin, gaz fırtınaları yaşadığı zamana göre çok daha sakin olduğunun altını çizen bilim adamları Soho’nun elde ettiği bu görüntüde de üzerinde hiçbir fırtına ya da dalgalanma olmayan güneşin adeta kusursuz göründüğüne dikkat çekti.

Kaynak
Yazının devamını okuyun...

Brrrr!! Kamera Arkasııııııı:)

0

Saat: 15:03 | Yazar: Burak Doğan

Brrr!! Dediler baya bir ortalığı karıştırdı bu ünlüler.. Müslümünden Korayına, havuzunda brrlayanından evinde brrlayanına bir sürü brr var ekranlarda:) En güzelide, kamera arkasını görüntülemişler, toplamışlar hepsini bir araya, bu yazının altına eklemişler.. Merak etmediğimiz şey değil, hele ki Müslüm Baba'nın bilmem kaç kere brrlaması olcak gibi değil. Bizlerede izlemek düşüyor tabii:)) Buyrun efendim...


Yazının devamını okuyun...

Vista DVD'sindeki Resimler Kimin Ki?

0

Saat: 11:59 | Yazar: Burak Doğan

Kwisatz isimli biri tarafından Windows Vista DVD'si üzerinde üç tane adamın resmi keşfedildi. Bu adamlar kim? Bill Gates bu adamlar ve resim hakkında bir bilgiye sahip mi?
Bu günlerde internet ve bilgisayar çevrelerinde bu garip durum konuşuluyor. Bugüne kadar Microsoft CD'leri veya DVD'leri üzerinde rastlanmadık bir olay. Sadece bir espiri, şaka veya kendini beğenmişlik olarak algılanabilecek bu durum herkesçe hoş görülsede bu adamların kim olduğu sorusu kafaları kurcalamıyor değil.

Kwisatz sahip olduğu Nikon 5700 fotoğraf makinesiyle elinden geldiğince DVD'ye zoom yapmış bulunuyor. Kişilerde ortada. Aynı zamanda DVD baskısının üzerinde bu adamların resmi dışında başka holografik resimler olduğunada şahit olmuş, fakat onların ne tarif ettiği konusunda tam bir bilgiye sahip olamamış.

Kaynak: Canım Grubum => Mavi




Yazının devamını okuyun...

McLaren F1'den İhraç mı Edilecek?

0

Saat: 11:22 | Yazar: Burak Doğan

Uluslararası Motor Sporları Konseyi, Ferrari'den değerli bilgilerin çalındığı iddialarıyla ilgili olarak yarın McLaren'i dinleyecek. Fransa'nın başkenti Paris'te toplanacak konsey, Ferrari'nin dizayn, mühendislik, servis gibi konularda değerli bilgilerinin çalındığı iddialarıyla ilgili olarak McLaren'i dinleme kararı almıştı.

McLaren, yarın yapılacak toplantıda suçlu bulunması halinde, Formula 1'den ihraç edilme, bazı yarışlardan men cezası veya puan silinmesi gibi çok ağır cezalarla karşı karşıya kalabilecek.

Casusluk iddialarının ortaya atılmasının ardından İtalyan polisi tarafından McLaren'in baş mühendisi Mike Coughlan'ın evine yapılan baskında, Ferrari takımına ait bir çok detayı da içinde bulunduran yüzlerce belge ele geçirilmişti. McLaren takımı ise Mike Coughlan'ın takımdaki görevine son verirken, konuyla ilgili Ferrari'ye gereken desteği vereceğini açıklamıştı.

F1'de markalar ve sürücüler klasmanında lider durumda bulunan McLaren'in suçlu bulunması durumunda Lewis Hamilton ve Fernando Alonso'nun pilotlar sıralamasındaki yeri muhtemelen değişecek. Markalar klasmanında ise bu sezon 10 yarışta 138 puan toplayan McLaren, 111 puanlı Ferrari'ye koltuğunu kaptıracak.

Kaynak
Yazının devamını okuyun...

Hakkinen, Alonso ve Hamilton Bir Arada!

0

Saat: 10:31 | Yazar: Burak Doğan


Ey Formula tutukunları.. Hatta ve hatta, Ferrari düşmanları.. Hani şu Schumacher'in karşısına o sene hangi rakip daha güçlü çıkarsa onu tutanlar ve üstüne destekleyeler.. Bu video sizlere:p Şaka bir yana, McLaren'in yaptığı bu reklam filmi gerçekten çok etkileyici.

Schumacher Formula 1'i aktif olarak bıraktıktan sonra, zirveye kimin tırmanacağı merak ediliyordu. Gerçi daha o varken Alonso alt etmeyi başarmıştı ama, yinede başarıları bir efsane gibi karşısında duruyordu Alonso'nun. Ve bu sene karşısına "çaylak" Hamilton çıktı. Ama bir çıktı pir çıktı. Gerçekten Alonso kadar iddialı, onun kadar senkronizasyonu iyi ve süper bir pilot olarak geldi karşımıza. Tabiiki buda Alonso'yu 1. pilotluktan etmesede, takım içinde kıyasıya bir rekabet ortamı yarattı.

Sene içinde daha çok güzel yarışlar çıkacağına inanıyorum. Ancak, esas konumuz olan reklamı bu hafta sonundaki yarışın arasında reklam olarak gösterildiğinde gördüm. Takım içindeki yarışmanın ve rekabetin, ikisinide sürekli aynı amaca yönelttiği bu mükemmel reklamla anlatılmaya çalışılıyor. Ve tabiiki sonuçta, eski şampiyonlardan Hamilton devreye girip sorunu çözüyor..


Yazının devamını okuyun...

Hoşgeldin Kamer Genç:)

2

Saat: 17:56 | Yazar: Burak Doğan

Sayın Kamer Genç, 10 sene önceki çiçek sulama muhabbetinin üstünü hala kapatamayanlara anlaşılan daha sert konuşmaya karar vermiş.. Yeni meclise bağımsız aday olarak giren Kamer Genç, Star TV'de telefonla katıldığı programda bombayı yine patlatmış. Çiçek sulamasıyla ünlü milletvekilimize, sorulan soru karşısında, ilk önce yorumlar yaptıktan sonra "bunlar adice, şerefsizce, o..ca tekrarlanıyor" gibi gayet net ifadeler kullanmış. Meclise girer girmez kendinden söz ettirmeyi başaran sayın milletvekilimize, seçildiği 4 yıl boyunca görevinde şimdiden bol sabır ve başarılar diliyoruz:)


Yazının devamını okuyun...

Vistaya Yazıcı Yüklemek Bile Dert

0

Saat: 09:28 | Yazar: Burak Doğan

Aman allahım ya.. Tam 48 saattir güzelim HP Laserjet 3030 yazıcımı Vista'ya tanıtmaya çalışıyorum ve başarılı mıyım?? Hayır tabiiki!! Neler yükledim, neler ekledim, neler sildim neler topladım çıkardım ama bana mısın demiyor.. Alıp duvara atasım geliyor hem yazıcıyı hem de laptopu. Yahu bu kadar mı işin içinden çıkılmaz olur? Bu kadar mı insanı delirtmek için uğraşılır, bütün mesaimi buna verdim 2 gündür ama en ufak bir gelişme yok.. Varsa eli tutan, bu işten anlayan, ben bunu becerir, senin yemeğini yerim diyen, gelsin buyursun ne isterse ısmarlayayım ama beni bu dertten kurtarsın.. Nolur..
Yazının devamını okuyun...

Google Analytics Artık Türkçe

0

Saat: 16:54 | Yazar: Burak Doğan


Konuştuk konuştuk, istedik istedik, Google amca verdi.. Maillerimiz Türkçeleşti, logomuz yapıldı, bazı özellikler Türkçeleşti, bazılarınında Türkçeleşmesini beklerken önemli bir adım daha geldi, Google Analytics Türkçe oldu. Daha geçen hafta Analytics hakkında görüş bildirip, getirdiği yenilikler ve özellikleri hakkında bilgi vermiştim, üzerine bu ayrıntıda kaymağı gibi oldu çok güzel geldi. Analytics karışık diyenler artık eminim ki daha iyi anlaşacaklardır Analytics ile.. Memleketimize hayırlı uğurlu olsun, webmasterların işi her gün dahada kolaylaşsın işallah..
Yazının devamını okuyun...

Yahoo Widgets.. Vistası Olmayanlara..

0

Saat: 16:31 | Yazar: Burak Doğan

Hafta sonundan sonra herkese tekrar merhaba.. Bu sıralar yoğunluğumdan dolayı pek fazla yazamıyorum ama yine yeniliklerle beraberiz.. 2 gün önce bende Windows Vista kullanıcısı oldum ve hala tam adamakıllı çözemedim. Üzerinde çalışmalarım devam ederken, birden Yahoo!! nun widgets eklentisi ile karşılaştım.

Yahoo! widgets, bildiğimiz vistadaki araç çubuğu'nun tıpkısının aynısı. Not tumasından ajandasına, hava durumundan saatine, laptoplar için pil göstergesine, flickrdaki yada bilgisayarınızdaki resimlerin slayt hale getirilmesindeki araca kadar hepsi aynı, sadece resimleri değişik. Bunların yanında işlemci kullanım göstergesi, dijital analog saatler, i-tunes ortak çalışması, Ram durumu, wi-fi sinyal seviyesi gibi çeşitli göstergeler mevcut. En yararlı eklentileri ise tabiiki Yahoo! kullanıcıları için. Adres defterini direk optimize edip toolbara ekleyiveriyor. Ve tabiiki mailleri de saniyesinde haber veriyor.

Aynı zamanda, kullanıcılarında hazırladığı bir sürü widget var. Hepsini bu adreste bulabilirsiniz. Ve sonuç olarak Vistanız yoksa ya da tamamen Yahoo!! tutkunuysanız bu widgetleri tepe tepe kullanabilirsiniz..
Yazının devamını okuyun...

Premier League'de Zirve Yarışı 1. Bölüm

0

Saat: 14:10 | Yazar: Burak Doğan

Evvet ve beklediğim an geldi. Uzunca süredir Premier League'i yerinde takip eden, orada olamadığı zamandada eş zamanlı olarak hiçbir maçı kaçırmayıp, her maçı takip eden, bir süredir ülkemizdede menacerlik yapan nam-ı değer "Jethro", sadece bize özel olarak sezon boyunca çeşitli değerlendirmelerde bulunup deneyimlerini bize aktaracak. Premier League tutkunlarının bu mükemmel makaleleri nefessiz takip edeceğinden eminim. Jethro'ya da bu yazı dizileri için şimdiden teşekkürü bir borç biliyorum.. Ve sözü kendisine bırakıyorum..

Dünyanın seyir zevki en yüksek futbol ligi İngiltere Premier Liginde yeni sezonun başlamasına üç haftadan az kala , mücadele edecek takımların kadroları da yavaş yavaş şekillenmeye başladı.Zirve için adı geçen olağan şüpheliler son yıllarda olduğu gibi , Roman Abramovich'in başa gelişinin ardından büyük transferlerle zirve için iddialı bir takım haline gelip iki yıl üstüste tarihindeki 2. ve 3. şampiyonlukları kazanan Chelsea ; geçtiğimiz yıl Rus istilasına ve İngiliz futbolunu yavaş yavaş domine etmeye başlayan savunma futboluna oynadığı hücuma yönelik ve seyir zevki yüksek futbolla dur diyen , Premier Lig tarihinin en başarılı takımı Manchester United ; 80'lerdeki efsane takımının başarılarını tekrarlaması tüm dünyada futbolseverler tarafından sabırsızlıkla beklenen Liverpool ; ve yıldızı Henry'nin gidişinin ardından performansı merakla beklenen Arsenal.Bu dörtlüyü zorlaması beklenen , yaptığı transferlerle Şampiyonlar Ligine katılma mücadelesi verecek Tottenham Hotspur de güçlü kadrosuyla zirve yarışına renk katması beklenen bir ekip.
Bu büyük takımların dünyanın dört bir yanında lig öncesi hazırlık turneleri yaptıkları bugünlerde , biz de takımların yeni transferlerini ve sezon öncesi durumlarını ilki bugün olmak üzere iki bölüm halinde inceleyelim ve yeni sezon için tahminlerde bulunalım.



Değerlendirmeye önce son Şampiyon Manchester United ile başlayalım.İngiltere futbol tarihinin en başarılı teknik direktörü Sir Alex Ferguson yönetimi altında 21. sezonuna başlayacak United , geçtiğimiz sezonun başında birçok yazar tarafından şans verilmeyen ve çok eksiği bulunduğu iddia edilen kadrosuyla sezon başından itibaren önde götürdüğü ligi kazanmayı becerdi.Bunun yanısıra Federasyon Kupasından final , Şampiyonlar Liginde yarı final oynayan takım , bu yaz transfer piyasasını da yıldızı oldu.Geçtiğimiz yıl orta sahanın ortasında , özellikle Roy Keane'in ayrılışının ardından savunma özelliği ağır basan bir oyuncunun yokluğunu çeken takım , bu eksikliğini Bayern Münih'ten Owen Hargreaves'i kadrosuna katarak giderdi.Kanaatimce United'ın en önemli transferi olan Hargreaves 2006 Dünya Kupasında tüm dünyaya gösterdiği inatçı oyun tarzı , genç yaşına rağmen Bayern'le kazandığı birçok kupa ve edindiği tecrübeyle United'da hemen etkisini gösterecektir.Büyük para karşılığında Portekizden transfer edilen sol açık Nani ve hücuma yönelik orta saha oyuncusu Anderson ise gözle görülür yeteneklerine rağmen , bu sene çok forma şansı bulamayacaklardır.Sırasıyla Giggs ve Scholes'un yerlerine düşünülen genç ouncular , bu sezonu takıma ve ülke futboluna uyum sağlamak ve yerlerini doldurmaları beklenilen bu iki yaşayan efsanenin kanatları altında pişmekle geçireceklerdir.

Müzmin sakat Saha'nın yerine forvet arayan Ferguson ise bugün itibariyle Carlos Tevez ile anlaşmış durumda.Ekonomik hakları İranlı işadamı Kia Joorbichan'ın sahibi olduğu MSI şirketinde bulunan Tevez'in transferi , Premier League 'in üçüncül tarafların sahipliğine karşı olan kuralları gereği şu anda dondurumuş durumda.31 Ağustosta FIFA tarafından değerlendirilecek transfer , gerçekleşmesi halinde United'ın bu yazki 4. önemli transferi olacak.Şahsen Rooney'le oyun tarzlarını fazlasıyla benzettiğim Tevez'in United'ın oyununa nasıl bir katkı yapacağı konusunda şüphelerim olmasına rağmen , Ferguson'un bu oyuncuyu istediğine göre bir bildiği olduğunu düşünmekten başka elimden birşey gelmiyor.Geçtiğimiz yıl da Van Nistelrooy'un gidişinin ardından Ruud'un yerine oyuncu almayarak futbolseverleri ve kendi taraftarını şaşırtan Ferguson'un , çakılı santrfor olmadan Saha'nın hızından yararlanarak Rooney'le beraber daha akıcı ve hareketli bir hücum tarzı benimsecdiğini hatırlarsak , sürekli sakatlıklarıyla takımı yalnız bırakan Saha'nın görevini Carlos Tevez'e vereceğini tahmin ediyorum.

Şu ana kadar takımdan tek ayrılan oyuncu , kiralandığı dönemdeki performansını United forması altında bir türlü tekrarlayamayan ve bu yılki transferlerin ardından pek forma şansı kalmayan Kieran Richardson.Bunun yanısıra adı en çok transfer dedikodularına karışan oyuncu , Old Trafford'da kısa sürede ilah konumuna ulaşan , fakat geçen yılki sakatlığının ardından yerini mükemmel performans gösteren Evra'ya kaptıran Gabriel Heinze.Mevkisinin şu anda dünyadaki en iyi oyuncularından biri olduğunu düşündüğüm Heinze'nin gidişi United 'ı çok olumsuz etkileyebilir.

Bunların yanısıra kiradan dönecek forvet Rossi , stoperler Pique ve Evans da Ferguson tarafından A takımda forma bulacakları belirtilen oyuncular.

Bu durumda önümüzdeki sezon United'ın kadrosunun , harcanan paraya rağmen geçtiğimiz yıldan çok da farklı olmayacağını varsayabiliriz.Muhtemel ideal 11 : Van Der Sar ; Neville , Ferdinand , Vidic , Evra ; Ronaldo , Hargreaves , Scholes , Giggs ; Rooney , (transferin gerçekleşmesi halinde) Tevez.


Geçtiğimiz yılı Manchester United'ın ardından ikinci sırada bitiren , fakat Federasyon Kupası ve Carling Kupasını alma başarısını gösteren Chelsea ise , Abramovich'in gelişinin ardından geçen iki yılın aksine bu yazı transfer açısından sakin geçirdi.Daha ziyade sezon ortasında Afrika Uluslar Kupasına gidecek Afirikalı yıldızlarının yerlerini doldurmaya yönelik transferler yapan Chelsea , bu transferleri de bonservis ücreti ödemeden gerçekleştirdi.Orta sahada Essien ve Obi Mikel'in gidişiyle oluşacak boşluğu doldurmak için Reading'den Sidwell , Drogba'nın yerine ise Bayern Münih'ten Claudio Pizzaro ile sözleşme imzalandı.Bunun dışında geçtiğimiz sezon defansında yaşadığı sakatlıklardan çok sıkıntı çeken takım , kadrosuna Bolton Wanderers'dan Tel Ben Haim'i kadrosuna kattı ve bonservisini elinde bulundurduğu PSV'de oynayan stoper Alex'i de kadroya geri çağırarak defansını da güçlendirdi.


Chelsea'nin bu yılki en hatta belki de tek önemli transferi geçtiğimiz yıl Fransada yılın oyuncusu seçilen , Lyon ve Fransa Milli Takımının sol kanat oyuncusu Florent Malouda.Orta sahada genelde Ballack - Lampard - Essien - Obi Mikel/Makelele şablonunu tercih eden ve kanat oyuncularını pek oynatmayan Mourinho'nun , özellikle kadrosunda aynı bölgede oynayan Joe Cole ve Robben gibi , kanaatimce Maloudadan daha yetenekli oyunculara sahip olmasına rağmen , bu transferi ne amaçla yaptığını da henüz anlamış değilim.Malouda'nın gelişi Real Madrid tarafından ısrarla istenen Robben'in gidişinin işaretçisi olabilir mi?Malouda'dan daha genç ve daha yetenekli bir oyuncu olduğunu düşündüğüm Robben'in olası gidişinin kısa ve uzun vadede Chelsea için kayıp olacağını düşünüyorum.Her türlü durumda , Chelsea'nin kanat oyuncularının bu kadar üstünde durmasının Mourinho'nın oyun tarzını kanatlara daha önem veren bir şablona oturtabileceğinin de göstergesi olabilir.Chelsea'ye ilk geldiği yıl oynattığı 4-3-3 e bir dönüş söz konusu olabilir mi?Ballack'a yer açmak uğruna vazgeçtiği bu sisteme dönüş halinde Ballack-Lampard ikilisi arasında seçim yapmak durumunda kalabilir mi?Bunun cevabını bizim kadar eminim ki Barcelona da merakla bekleyecektir.

Transferi bitirdiklerinş söyleyen Chelsea yetkililerinin bu demeçlerine rağmen ortalıkta dolaşan Dani Alves iddiaları da her an bir sürpriz bekleyebileceğimize işaret.Sağ bekte Ferreira'dan beklediği verimi alamayan Chelsea'nin kadrosunun kalanının kalitesine eşdeğer kaliteye sahip bir sağ bek aradığı aşikar.

Geçen yılki kadrosunun bu yıl da şampiyonluğu elde etmek için yeterince güçlü olduğunu sürekli ifade eden , ve sadece kadro derinliği katacak transferler yaptığını belirten Mourinho'nun bu yıl nasıl bir sistem tercih edeceğini şu anda bir tek kendisi biliyodur.Benim tahmini Chelsea ideal 11'im : Cech ; Ferreira , Carvalho , Terry , A.Cole ; Essien , Ballack , Lampard ; Malouda , Drogba , Kalou.


Devamı önümüzdeki günlerde...


Günlerden bugün için ,


Jethro


Yazının devamını okuyun...

Windows Vista Söz Dinliyor!! ve Anlıyor!!

0

Saat: 12:42 | Yazar: Burak Doğan

Windows Vista yayınlandığı günden beri sürekli bir güncelleştirmeler, açılan davalar, hataların, açıkların yamanması gibi, tipik bir yeni Windows sürümününden geçtiği yollardan geçiyor. Aynı XP de yaşadığımız gibi yeni güncellemeler yapılıyor, sadece genel olarak görüntünün janjanlı hale getirilip Ram ve işlemciyi boşa yormak için yapılmış bir oyun olduğu söyleniyor, oyun severlerin performans düşüşü yaşayacağı için geçmek istemeyeceği düşünülüyor vs. Ama gerçek sonucu hiçbir zaman değiştiremeyiz, XP yayınlandığından bir süre sonra Windows 98'i nasıl yamamayı durdurdularsa, XPyide yamamaktan vazgeçecekler, yeni oyuncaklarıyla oynayıp onu nasıl daha iyi optimize ederiz diye düşünecekler Bill Gates ve arkadaşları. Sonuçta bu bir tüketim dünyası ve her yeni çıkan sürüm, daha güçlü işlemci, daha yüksek Ram isteyecek ve bir süre sonra biz bunları seve seve almak zorunda kalacağız.

Ancak Vista'nın XP'den farklılıkları yok değil. Bu izleyeceiniz videoda, Vista'nın sesli komutlara ne şekilde cevap verebildiğini göreceksiniz, şaşıracaksınız, ama ondan sonra daha geliştirilmesi gerek diyeceksiniz:) Çünkü Microsoft bu adı üzerinde.. İlk çıkanlar her zaman "micro" ve "soft" oluyor, ardından daha iyisi daha iyisi derken, her zaman en iyiyi bulmayı bekliyorsunuz ama hiçbir zaman en iyiye ulaşamıyorsunuz. Aynı cep telefonlarının hiçbir zaman bütün özelliklerin en iyisini barındırmadıkları ya da dizüstü bilgisayarların istediğiniz tüm özellikleri barındırmadıkları gibi. Zaten bütün özellikleri barındırsalar siz bir daha elektronik cihaz almazsınız ki.. Adamların işi bu, sizi gelecekte daha iyisini almaya yönlendirmek.. Buyrun görüntüye çene düştü yine..

Vista, dinliyor, anlıyor, yazıyor, siliyor....


Yazının devamını okuyun...

Fenerbahçe'den 3. Galibiyet

0

Saat: 12:45 | Yazar: Burak Doğan

Fenerbahçe, dün Avusturya'daki 3. hazırlık maçında Admina Wacker ile oynadığı maçı 2-1 kazandı. Geçen sezon Bursaspor'da kiralık olarak oynayan De Souza'nın 1 gol ve 1 asistle oynadığı karşılaşmada, diğer golü Colin Kazım Richards kaydetti. Maçtan çok taraftarların ilgisini ise yedek kulübesindeki Roberto Carlos - Deivid stand-up'ı çekti. Çeşitli ajanslara düşen fotoğraflarda ikisininde ne kadar eğlendiği zaten belli oluyor.. Maçın golleride hemen burada..


Yazının devamını okuyun...

Erdoğan Ne Yapmaya Çalışıyor?

2

Saat: 11:30 | Yazar: Burak Doğan

Bir iki gündür ortalık seçimin yaklaşmasıyla inanılmaz derecede kızıştı.. 94 Metrelik, 4000 tonluk gemi "gemicik" haline büründü, hemde 4 ayrı kanala çıkan Başbakana bir kişi bile 2 sene önce burslu okuyan kişinin bu gemiciği nasıl aldığını soramadı. Üstüne kolundaki saatide satılığa çıkardı aynı Petkimide Telekomuda ve diğer benzerlerinide satılığa çıkardığı gibi.. Hatta Halkbank'ı da satışıa çıkaracağını söylediği gibi.. Ne memleketmişiz, sat sat bitiremedik...

Sayın Başbakanımızın yıllarca öğreticisi olan kudretli öğretmen Necmettin Erbakan Hocamızın "AKP'ye oy veren cehenneme gider" demesinden sonra, farklı mitinglerde, MHP ile bağımsız DTP üyeleri meclise girerse, memleket için mi çalışacağız yoksa onların kavgalarını mı ayırmaya çalışacağız buyuran başbakanımız büyük bir tartışmayı daha da alevlendirdi. Başbakanımız demokrasiyi yok mu sayıyor? görüşü her yerde tartışılmaya başlandı. Ya da demokrasiyi yok saymasından daha farklı olarak, MHP'ye oy vermeyin, biz yine 2 parti olalım, 367yide buluruz, CHP ile gül gibi geçinir gideriz mi demeye çalışıyor acaba..

Ve de artık şu teslimiyetçiliği görmemiz gerek.. Güneydoğu'da Barzani - Talabani ikilisinin söylediklerine ses çıkarmayan, ülkemizi alt kimlik üst kimlik diyerek bölmeye çalışan, Kıbrıstaki duruma müdahale etmekten çok masabaşında koz olarak kullanan, AB'ye girebilmek için Avrupada görüldümü korkulan polisle neredeyse dalga geçme imkanı bile yaratan yasalar çıkaran ve ülkeyi artık bölünmeyi zorlayan bir iktidar yaşadık 4.5 sene boyunca.

Artık rejimimizde tehlikeye girmeye başladı.. Öyle bir tehlike ki, zamanında en tehlikeli ayrılık oalrak görülen sol - sağ ayrımını, yani mezarlarını bile ayırmaya başlayan MHP - CHP partilerini resmen birleşmeye iten bir tehlike. Çünkü artık insanların günlük yaşamı tehdit edilir hale geldi. İktidara geldiklerinde çözülecek ilk 2 konu diye bas bas bağırdıkları"dokunulmazlık" ve "türban" nedense hiç ellenmeyen ve altı sürekli kısık ateşte tutulan iki konu oldu..

Ne olursa olsun, 22 Temmuz 2007'de AYŞE TATİLE ÇIKMASIN!!
Yazının devamını okuyun...

İzmir Alman Konsolosluğu İşlem Süresi..

28

Saat: 09:23 | Yazar: Burak Doğan

Evet.. Sinirlerim azda olsun yatışmışken son bir durum değerlendirmesi daha.. Dün, tahmin edebileceğiniz gibi İzmir Alman Konsolosluğunda, vize almak için çeşitli aşamalardan geçtim.. Bu aşamalarıda bir hışımla anlatmak istedim.. Şimdi koşullara ve önerilere gelelim..

Saat 14.30'daki vize görüşmesine, her bilinçli vatandaş gibi 14.10'da vardım. O sırada hava gölgede 46, güneşte ise bilmek bile istemediğim bir derecedeydi.. 20 dakika bekledikten sonra ki bu normali, sırayla alınacağımızı ve kimin gelip kimin gelmediğini öğrenmek için, kurulmuş tentelerin altında bir yoklama yapılıp fişler verildi. Bundan sonra, kapıda sıraya koyulduk. Saat 15.45'de (1 saat 15 dakika sonra) güvenlik kontrolüne alınıp içeri girmemiz için izin verildi.
Çözüm: Hava sıcakta soğukta olsa, insanların biraz düşünülüp bir bekleme salonu yapılsa, soğuk ve sıcak havadan etkilenmesi önlenir ve hiç olmazsa ödenen 60€ lar bir işe yarar...

Ardından içeriye girdikten sonra içeride 30+15 sırası var.. İlk 30 kişi evrak "kontrol" için bekleyenler. Burada bir fotokopiniz bile eksik olsa, dışarıdaki sıranın en sonuna gönderiliyorsunuz ki, bu direk 2 saat kaybetmek demek..
Çözüm: Bu evrak eksiği için ayrı bir fiş hazırlanıp insanların bu fişle, içerdeki oturma salonundan devam etmesi sağlanabilir..

Burayıda kazasız belasız atlattıktan sonra, zaten gerisi 1 saat içinde sonlanıyor. Vize görüşmesi, içerinin klimalı ve tuvaletli olması, su sebilinin bulunması falan, bir şekilde daha çağdaş bir görüntü uyandırıyor.. Ama ne olur insanlar ezilmese, sıcakta soğukta çeşitli iklim şartlarında vize görüşme saati geldiğinde kapalı bir alana alınsa, ne kadar bekleyecekse hiç olmazsa orda beklese..

En önemli ayrıntı: Ne olursa olsun, günün geç saatine randevu almaya çalışın ki, verdikleri randevuya gün içinde mutlaka uyuyorlar ve saat 5'te paydos ediyorlar.. 3.5 randevusunun işi, 5'e 5 kala bitmişti mesela.. En önemli ayrıntıda bu..
Yazının devamını okuyun...

Konsoloslukta Çektiklerim..

0

Saat: 17:49 | Yazar: Burak Doğan

İzmir Almanya Federal Cumhuriyeti Konsolosluğu.. Mahvettin beni.. Bir Almanya vizesi alıcam, rezil oldum yani.. Sadece benimde değil, insanların çektikleri.. Bu herkese mi oluyor diye sordum, evet herkese hemde her konsoloslukta oluyormuş..

Bir kere istedikleri evreklar.. Her evrakın orjinali ve fotokopisi.. Her evrak derken hazır olun..
-Seyahatin nasıl akrşılanacağına dair maddi kaynaklar (tapu, banka cüzdanı, ruhsat vs)
-2 adet fotoğraf (bilmemne açısından çekilmiş ve sadece beyaz fona)
-Eksiksiz olarak doldurulmuş bir form ( bir boşluk bile olmayacak )
-ve tabiiki pasaport (en az 6 ay geçerliliği olan)

Şimdi gelelim çalıştığınız firmadan yada sahibi olduğunuz firmadan istenen belgelere..
-Oda kayıt sureti
-Vergi levhası
-İmza sirküleri ve ticaret sicil gazetesi
-Ortaklık teyit belgesi
-Sigorta giriş bildirgesi ve sigortalı hizmet dökümü (SSk'dan alınmış)

Ve daha niceleri.. Bunların tekrar belirtiyorum asılları ve fotokopileri.. Üstüne 60-80 € para ne kadar istiyolarsa ve randevu.. Kesinlikle kapıdan randevu alamıyosunuz ama isterseniz cep telefonundan arayıp kadının yüzüne baka baka az önce camdan konuştuğunuz kadından randevuyu alıyorsunuz. Zamanı gelincede başlıyorsunuz beklemeye.. en az 1 saat kadar bekledikten sonra, kapıda tepeden tırnağa soyunup :p üzerinizdeki metal eşyaların tümünü çıkartıyorsunuz.. Sonra içeri girip herhalde şimdi görüşme başlar diye düşünürken birde bakıyorsunuz sırada 30-35 kişi!!

İlk 20 kişiyi geçtikten sonra karşınıza elinizdeki evrakların kontrolü için bir suratsız görevli çıkıyor. Bu görevli, herhangi bir evrak veya forokopisi bile eksik olsa sizi dışarıya yolluyor ve en baştan sıraya giriyorsunuz buda takribi 2 saat kaybı olarak hanenize işleniyor.

Eğer para verip dışarıdan destek aldıysanız veya çok şanslıysanız ilk görevliyi atlatıp ikinci esas görüşme için bir 15 kişi daha bekliyorsunuz. Ordada asık suratlı soğuk görevliler size yardım!! etmeye çalışıyor..

Ne olursa olsun, kendi topraklarımızda bu işkenceyi görmeye mecbur muyuz? Hiç mi güleryüzlü yardımcı olmaya çalışan görevli olmaz? İstemiyorsanız istemiyoruz diyin hiç olmazsa Sarkozy gibi.. Daha çok canım sıkıldıkça bu konuyu daha da derinine anlatırım.. Afacanlar ve afakanlar şu anda beraber saldırmaktalar..
Yazının devamını okuyun...

Dekolte Otobüsten Atılma Sebebi midir?

2

Saat: 14:28 | Yazar: Burak Doğan

Olayı zaten kuvvetle muhtemel çoğu kişi duymuştur. 20 yaşındaki Deborah C. Berlinde otobüse biner. Bir süre sonra otobüsü aniden durdurup kapıları açan şöför kızı uyarır ve der ki: Hanımefendi lütfen oturduğunuz yeri değiştiriniz çünkü dikiz aynasından dekoltenize odaklanmaktan dolayı yola dikkatimi veremiyorum, aksi halde sizi otobüsten atmak zorunda kalacağım.

Bu uyarının üzerine otobüsteki yolculuğuna ancak yerini değiştirerek devam edebilen yolcu, otobüsten indikten sonra önce şöförden beni insanların önünde "kötü kadın" :) gibi gösterip rencide etti diyerek şikayette bulunmuş, ardından da Bild gazetesine bu olayı anlatmış ve halka açık bir olay haline gelmiş bir anda. Bu arada belediyenin otobüs işletmesi Stadtbus Lindau, yolcu taşıma yönetmeliğinin 6'ncı maddesine uygun biçimde davranıldığını belirterek şoförünü savunmuş. Yönetmeliğin 6'ncı maddesi 'toplu taşımacılıktaki seyahat güvenliğinin şoförün dikkatinin dağıtılarak tehlikeye atılamayacağı' hükmünü içeriyormuş.

Ülkemizde böyle bir şey olması durumunda neler olurdu acaba.. Aracı kullanan kişi "dikkatinin dağılmasının devam etmesine" izin mi verirdi, ya da gerçekten uyarır mıydı otobüse o şekilde binen kişiyi, ya da ülkemizde hiç kimse o şekilde otobüse binmez mi.. Yada şöför uyarınca insanlar ne derdi, şöföre mi söylenirdi kıza mı.. Off amma çok soru sordum:))
Yazının devamını okuyun...

Wolksvagen Reklam Yaparsa!!

0

Saat: 13:42 | Yazar: Burak Doğan


İşte reklam.. Wolksvagen'in mükemmel yaratıcılığı ile Eiffel birleşirse ne hale gelir, işte bu hale gelir.. Ülkemizdeki reklam yaratıcılık seviyesi, uzun süre yabancı reklamların sadece seslendirilmesini değiştirmek olduğu için, hala tamamen çağa uygunluk sağlayamadık. Aynı zamanda daha önceki yazılarımdada bahsettiğim gibi, markaların, rakip firmaları reklamlarının içerisinde kullanması ülkemizde yasak olduğu için, yaratıcılığı öldürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.

Wolkswagen ise, reklamını yapmış, ununu elemiş, eleğine asmış.. Daha ne yapsın ki zaten.. Ticari araçlarının kapasitesini göstermek için bundan daha güzel bir açıklama olabilir mi.. Eiffelide görmüşken.. Ah bi şans bulsakta gidebilsek, tepesine çıkmak değil dert, altından bile izleyebilirim etrafı yeter ki orda olayım..

Ben galiba Paris sevdalısıyım..
Yazının devamını okuyun...

Google Analytics Part 2

2

Saat: 18:17 | Yazar: Burak Doğan

Evet, dün belirttiğim gibi Analytics yenileniyor.. Arayüzü kullanımı vs değiştirilmiş, janjanlı hale gelmiş zaten bu herkesin bildiği bir şey. Sanırım artı olarak getirdiği bir kaç yenilik ve linklere ulaşımda kolaylık sağlanmaya çalışılmış.

Bir kere belirli tarihler arasında rapor alımı kolaylaştırılmış. Bunun yanında, raporları xml, pdf gibi dosyaları çevirip anında mail atabilmesi çok başarılı bir yön. Hatta periyodik olarak istediğiniz mailleri size gönderiveriyor. Karşılaştırma özelliği ve site overlay kısmındaki siteyi karşınıza çıkarması etkileyici başka bir özellik. Adwords ile bağlantılı linkler daha da özelleştirilmiş, nerede hangi reklama tıklandığı görebiliyormuşsunuz sanırım, şahsen ben kullanmıyorum bu bölümü:)

Report finder tool hala aktif, eskisinden yeniye geçişte bir anda yeni arayüze alışamayanlar, kolayca aradıklarını bulabiliyorlar. Ayrıca harita üzerinde siteye girşlerin gösterildiği yerde direk anasayfaya taşınmış. Buradan siteme Buenos Aires ve Tai-Chung'dan da bağlananlar olduğunu bir anda gördüğümde gerçekten bende bir anda afalladım..

Google, yapmış yapacağını ve hem yeni kullanıcılara hem de yoğun kullanıcılara uygun bir şekle sokmayı başarmış Analytics'i.. Google her özelliğini Türkçe yapsana demekten başka bir şey kalmıyor istenecek..:)
Yazının devamını okuyun...

İşte Gerçek Transformer!

0

Saat: 16:01 | Yazar: Burak Doğan


Ama ben seneler önce bu çizgi filmi izlerken gerçek olabileceğini hiç düşünmemiştim ki?? Daha doğrusu gerçek olabileceğini düşünmüştüm, elimizle orasını burasını kıvırdığımız ve arabadan adama dönen adamlarımız vardı ama, bunu kendi kendine yapamazdı herhalde demi?? Ya da yapmamalıydı. Bu sadece çizgi filmlerde olmalıydı.. Ama japonlar yapmış.. Elin çekiği gitmiş, Optimus Prime'ı almış azcık yontmuş ve gerçek hale getirmiş.. Gördüğünüz videoda, nasılda değişiyor.. Allahtan bu görüntüyü 10 sene önce bir şekilde görmedim, ya da allahtan bu oyuncak yeni yapıldı, yoksa babama dünyayı dar eder, Japonyaya gönderirdim. Şimdi mi ne olucak?? En yakın uçak ne zaman:D


Yazının devamını okuyun...

i-phone'dan Cola İçmek İsteyen?

2

Saat: 14:32 | Yazar: Burak Doğan

Tamam bu i-phone başlı başına bir olay oldu ve kabul ediyorum ki can sıkmaya başladı. Ama bunun yanında bildiğimiz eksi yönleri dışında yeni yeni ortaya çıkan özellikleride insanları eğlendirmeye başladı. Mesela i-phone'dan Cola içebilirsiniz.. Veya traş olabilirsiniz!! Hatta ve hatta x-ray cihazı olarak bile kullanabilirsiniz. En güzel özelliklerinde biride, i-phone'u sallayarak menüsünün yer değiştirmesini sağlayabilirsiniz!! Satış rakamları ilk hafta 525.000 adet olan bu aygıt, bu kadar mı etkileyici.. O kadar eksiği var oysa.. Nedir bu çılgınlık??


Yazının devamını okuyun...

İzmirde Korkunç Kaza..

2

Saat: 12:52 | Yazar: Burak Doğan

Aydın ile İzmiri birbirine bağlayan, aynı zamanda İzmirden tatile Kuşadası, Bodrum ve Marmaris taraflarına giden tatilcilerin yoğun olarak kullandığı Aydın otoyolunda meydana gelen kazada, bir anlık dikkatsizliğin ne derece büyük facialara yol açtığı bir kez daha görüyoruz bu videoda. Otoyol'un orta şeridinde giderken birdenbire yapılan frenle beraber araba orta şeritte çaklıp kalıyor ve tabiiki hızla gelen kamyon hareket bile edemeden aracı aldığı gibi akordiyon haline getiriyor. Görüntülerde görüldüğü gibi sanki bir anda yapılan fren, arabanın kayma mesafesi kat etmesi ve arkadan gelen kamyonun çarpması an ve an izlenebiliyor. Ancak, düz yolda giderken neden o şekilde fren yapılır, el freni çekilse araba o şekilde mi durur, şöför hatası mı yada teknik bir bir sorun mu olmuştur bilemiyorum. Ancak arabayı kullanan kadar, hız sınırlarında olsa bile takip mesafesinin çok daha yakınında seyreden kamyonunda, araba kadar suçu olduğunu düşünüyorum.. En azından bu görüntülerden mümkün olduğu kadar korunabilmek için hız yapmamalı, alkollü iken araba kullanmamalı.........


Yazının devamını okuyun...

Enflasyon %9 mu??

0

Saat: 12:18 | Yazar: Burak Doğan



Bu yazı tamamen alıntıdır. Hatta fazlasıyla alıntıdır. Verilerin bazıları kontrol edilmiş, diğerleride artık can sıkıntısından boşverilmiştir!! Alıntı olduğuda yanındaki çizgiden fazlasıyla bellidir. Kaynak bulamadığım için birşey belirtemiyorum, varsa sahibi buyursun birde çay ısmarlayayım..




Ne sihirdir ne keramet. Ne diyorlar bize?
Enflasyon tek haneli. Yüzde 9 küsur.

Isteyen, Türkiye Istatistik Kurumu'nun internet sitesindeki resmi rakamlara baksin.
Isteyen, vergi iade zarflarina koymak için topladigi fislere baksin.

Yumurta yüzde 69 pahalandi.
Ekmek yüzde 16.4.
Domates yüzde 50.
Süt 11, bal 13, salça 26.
Kömür yüzde 28.

Ama Biz Fazla Akıllılara % 9

Kombi 20, Dogalgaz 24.4, Tüp 13.4,
Deterjan 17, zeytinyagi 13, motoryagi 38.
Kira? Yüzde 20.
Ilaç? Yüzde 18.
Taksi 18, vapur 19.
Pilav üstü kuru?
Pirinç 20, fasulye 30.
Dana eti 14.
Tavuk eti 20.

Ama Biz Fazla Akıllılara % 9


Enflasyon 9 küsur, Hacca gidis yüzde 39 küsur.
Aradaki 30 puan,

Sevap farki midir?
Baharat Yüzde 24.
Okul çantasi Yüzde 19.
Ayakkabi Yüzde 23.
Iktidarin sembolü? Türban yüzde 27.
Öbürü? Ampul yüzde 13.
Leblebi Yüzde 42, sarımsak Yüzde 62.
Elma Yüzde 45, armut Yüzde 56, ayva Yüzde 63.
Sihhi tesisat malzemesi Yüzde 67, telefon yedek parçasi Yüzde 93

Ama Biz Fazla Akıllılara % 9

Peki nasil oluyor da oluyor?
Söyle oluyor.
Davul tozu, eksi 45.
Minare gölgesi, eksi 55.
Hokus pokus, eksi 70.
Abra kadabra, eksi 90.
Topla hepsini. Al ortalamasini.
Hoooop , Enflasyon 9 küsur !

BAKIN ISTE BASBAKAN SUREKLI SOYLUYOR YA: "Nereden nereye...
Ne zaman yapildi son genel seçim?
3 Kasim 2002'de.

Ne diyor Basbakan R.T.E:
"Türkiye'yi neredeeen, nereye getirdik"

2002'de yola çikmislar mi?
Çikmislar.
Çikmislar da ne olmus?

Bakalim neler olmus?.
Nereden nereye gelmisiz!..

Iste rakamlar:
BENZIN:
Bugün:

3.00 YTL
2002'de 1 milyon 696 TL ( 1.69 YTL)

TUPGAZ:
Bugün: 35 YTL
2002'de: 19 milyon TL ( 19.00 YTL)

EKMEK:
Bugün: 0.30 YTL
2002'de 150 bin TL ( 0.15 YTL)

ISSIZ SAYISI:
Bugün: Resmi: 2 milyon 487 bin. (Gerçek: 10 milyon.)
2002'de: Resmi: 2 milyon 412 bin (Gerçek: 6 milyon 200 bin)

KARSILIKSIZ ÇEK:
Bugün: 1 milyon 535 adet
2002'de: 748 bin adet.

PROTESTOLU SENET:
Bugün: 2 milyon 803 milyon adet
2002'de: 498 bin 748 adet

DIS BORC:
Bugün: 170.1 milyar dolar.
2002'de: 130 milyar dolar.

IC BORC:
Bugün: 182.4 milyar dolar.
2002'de: 90 milyar dolar.

DIS TICARET ACIGI:
Bugün: 51.3 milyar dolar.
2002'de: 15.5 milyar dolar.

SICAK PARA:
Bugün: 53 milyar dolar.
2002'de: 8.1 milyar dolar.

Simdi bir anket:

a) Yan gelip yatmislar!
b) Analarini alip gitmisler!
c) Satmislar!
d) Acmislar!
e) Hic biri!..


Yazının devamını okuyun...

Google Analytics Yenileniyor

0

Saat: 17:13 | Yazar: Burak Doğan

Bugün, Google Analytics'e uğradığımda bir takım değişiklikler fark ettim. Bu değişiklikler hakkındaki ilk açıklama, giriş sayfasında, 18 Temmuzdan itibaren eski Google Analytics sayfasının görüntülenmeyeceğini açıklayan yazı tarafından yapıldı. (Bu arada bu işin profesyoneli olmasamda, 3.5 haftadır süren blog yaşantım süresince analytics kullandım ancak bu test aşaması 2 aydır varmış:) ) Bu yeni arayüz ve yeni ayrıntılar, gerçekten etkileyici ve inanılması güç bir takım bilgilerle dolu. Bugünden itibren, sayfa açıldığında artık tamamen yeni görünüm kullanılıyor ve istemediğiniz sürece eski görünüme geçemiyorsunuz. Zaten geçmek için sadece 2 gününüz kaldı:)

Yeni arayüzde ilk sayfada, 4 adet çizelge ile karşılaşıyoruz. Bunlar geçen sürümde gördüğümüz görüntülerin janjanlanmış hali. Grafikler güzelleştirilmiş, siteyi inceleyenlerin ve izleyenlerin konumları ilk sayfada noktalar halinde verilmiş, yeni kullanıcıların ve siteye geri dönüş yapanların oranları ve de siteye hangi kaynaklardan giriş yapıldığı eklenmiş.

Geriye kalan ayrıntılar ise Google Analytics kullanıcıları için yeniden düzenlenip yenilenmiş.. Ayrıntılı açıklama ve bölümlemeleri de yarın..
Yazının devamını okuyun...

Copa America Brezilya'nın!

0

Saat: 16:21 | Yazar: Burak Doğan

2006-2007 Sezonu tamamlandıktan sonra futbol severlerin yakından takip ettiği "Copa America" dün gece Brezilya'nın Arjantin'i 3-0 gibi net bir skorla yenmesiyle sona erdi. Turnuvaya Meksika mağlubiyeti ile başlayan Brezilya performansından dolayı ilk maçlarında çok eleştirilmiş, Arjantin ise, turnuvanın başından beri çıkardığı maçlarla favori olduğunu göstermişti. Özellikle Brezilya'da Kaka ve Ronaldinho'nun olmayışı takımın gücünden çok şey götürdüğünü düşündürüyordu.

Ancak büyük maçların takımı, finalde Arjantin'i 4. dakikada Baptista, 40. dakikada Arjantin kaptanı Ayala'nın kendi kalesine attığı gol ve 69. dakikada Daniel Alves'in attığı golle maçı 3-0 kazandı. 9. kez kupayı kaldıran Brezilya, klasını bir kez daha usta ayaklarıyla göstermiş oldu.


Yazının devamını okuyun...

2007-2008 Sezonu Fikstürü ve Derbiler

0

Saat: 11:54 | Yazar: Burak Doğan

2007-2008 Turkcell Süper Lig'in fikstür çekimi bugün saat 11.00'de yapıldı. 2007-2008 sezonu 10-11-12 Ağustos'ta oynanacak karşılaşmalarla başlayacak, 23 Aralık'ta ilk yarı sona erecek. İkinci yarı ise 11-12-13 Ocak 2008'de başlayacak 11 Mayıs 2008'de sona erecek. Sahasındaki ilk beş maçını seyircisiz oynayacak olan Galatasaray'ın Beşiktaşla oynayacağı derbi, 7. haftada Ali Sami Yen'de seyircisiz olarak oynanacak. Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında 11. haftada Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki karşılaşma ise 15. haftada yine Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda oynanacak.

Geçen sezon olduğu gibi Fenerbahçe'nin ilk devrede derbileri sahasında oynayıp, ikinci devre deplasmanda oynayacak olması handikap olarak görünsede, Galatasaray'ın bu sene sahasında seyircilerine 7 Fenerbahçeli içeren Beşiktaş Jimnastik Kulübünü izletemeyecek olması en büyük handikap.

Bütün spor kulüplerine sezon içerisinde başarılar diliyor, hak edenin şampiyonluk ipini göğüslemesini temenni ediyorum. Aynı zamanda, geçen sezon olduğu gibi keyifsiz bir futbol sezonu değil, gollerle, iyi oyunlarla dolu bir sezon diliyorum. Artık güzel futbol izlemek, pet şişe yağmuru, ses bombası olmadan maç izlemek sıradan birşey olsun lütfen..
Yazının devamını okuyun...

Bu Adamı Elektrik Çarpmıyor!!

0

Saat: 10:32 | Yazar: Burak Doğan

Çinde yaşayan 71 yaşındaki Zhang Deke'yi 220 vatlık elektriğin bile çarpmadığı ve bu elektriği iletebildiği her yerde konuşulmaya başlandı. Yerel bir gazetenin haberinde, Zhang Deke (71) adlı yaşlıya 220 vatlık enerjinin bile zarar vermediği, iletken bir vücuda sahip olduğu ve aynı zamanda vücudundaki elektriği kontrol edebildiği kaydedilmiş. Yaptığı gösteride Zhang, vücuduna aldığı elektrik ile bir balığı iki dakikada kızartarak görenleri şok etmiş.

Aynı zamanda ellerini eksi ve artı kutuba dokundurarak vücudunun çeşitli yerlerindeki ampulleride yakabilen Deke'nin durumuna hiçbir açıklama getiremeyen bilimadamları, Deke'nin kendilerinden en büyük beklentisi olan "bu olayın nedenini bulabilmelerini istemesi" durumunada bir açıklama getiremiyorlarmış.

Kaynak
Yazının devamını okuyun...

Protez Bacaklarıyla Tarih Yazdı..

0

Saat: 18:42 | Yazar: Burak Doğan

Oscar Pistorius, Golden League'de aldığı dereceyle herkese kendini hayran bırakmayı başardı. 11 aylıkken bacakları dizden kesilen Pistorius, azmiyle büyük bir başarı kazandı. Ünlü atletlerle 400 metrede yarışan Pistorius, protezleriyle ikinci oldu.. Doğuştan bacaklarında diz ve bileği birbirine bağlayan fibula (kaval) kemikleri olmayan Pistorius'un doktorlar ayaklarını dizin altından kesmek zorunda kaldı. Bunun ardından yaşantısı boyunca kullanmak zorunda olduğu protezleri , başladığı atletizm sporunda onun tarih yazmasını sağladı.


Güney Afrika'da doğan ve 20 yaşında olan Oscar Pistorius, önceki gün çıktığı atletizm pistinde 'normal' yani kendisi gibi engelli olmayan atletlere karşı yarıştı, üstelik de ikinci oldu... Yarışta sağlam 6 rakibini geride bırakıp 46.56 saniye ile ikinci oldu. Daha sadece 3 senedir atletizm sporunun içerisinde olan bu mucizevi başarılı insan portresinin vitrininide dereceleri ve olimpiyat madalyaları süslüyor.

Her şeyi geçelim.. 11 yaşında dizinden altı kesilen bir insan gerçekten çok zor bir durumda bulur kendini.. Ergenlik dönemine daha girmemiş ve yaşantısını oturtamamış bir "çocuk" ve hayatında çok uzun bir yaşam maratonu.. Bu nasıl bir azimdir ki bu ameliyatın üstüne, psikolojik olarak oturtulmuş bir düzenli hayat, atletizme başlama, başarılı olma.. Azim, hırs, çalışma.. İnsanlara örnek olması gereken o kadar çok ayrıntı var ki 20 yaşındaki Pistorius'un hayatında..

Zaten herkesin gönlünde taht kurdu şimdiden. Bundan sonra alacağı başarılar, hem insanların onu desteklemesini sağlayacak hem de azminin ve çalışmasının meyvelerini teker teker toplamaya başlayacak.. Gerçekten helal olsun, mucizevi hareketler silsilesi..

Yazının devamını okuyun...

İzmir Denince Akla..

0

Saat: 16:08 | Yazar: Burak Doğan


İzmir Ticaret Odası'nın yaptığı bir araştırmaya göre, İzmirliler'in, büyük çoğunluğunun, kentin simgesi olarak Saat Kulesi'ni gördüğü ortaya çıkmış. İzmirlilerin, ‘İzmir deyince aklınıza gelen ilk 3 sözcük’ sorusuna yanıtları ise, “Deniz- Körfez, Kordon ve Kemeraltı’ olmuş.

İzmir Ticaret Odaso Kamuoyu Araştırma Ofisi tarafından 28 ilçede 3064 denek ile yapılan araştırmada İzmirlilere, ‘Sizce İzmir'in sembolü nelerdir’ ve ‘İzmir denince aklınıza gelen sözcükler ve nitelikler nelerdir’ soruları yöneltilmiş. İzmir'in niteliklerinin birbirine yakın olarak sıralanmasına karşın, ‘Sizce İzmir'in sembolü nelerdir?’ sorusuna daha net yanıtlar verildiğine dikkat çeken İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, “Açık fark ile ilk sırada yüzde 40,6 oranıyla saat kulesi yer aldı. İkinci sırada ise Kemeraltı yüzde 15.6. Üçüncü sırada yüzde 12.9 ile Fuar geliyor. Saat kulesi, merkezi konumu, bulunduğu mekanın denizle ilişkisi, yanında yer alan palmiyeleri ile İzmir'in sembolü denilince akla gelen ilk kavram'' demiş. Demirtaş, ilk üç sıradaki yanıtları sırasıyla kordon, deniz- körfez, Karşıyaka, Efes, teleferik, Kadifekale- Agora, Çeşme- Foça, Hasan Tahsin Anıtı, lokma, vapur, fayton ve Hisarönü'nün aldığını söylemiş.

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, katılımcıların yüzde 7.8 gibi önemli bir bölümünün ise İzmir deyince, ‘İzmir'in kızlarını’ hatırladığını ifade etmiş. “İzmir'in kızlarının ardından havası, Karşıyaka, Ege'nin incisi, Çeşme- Foça, Vapur, Gevrek, Hasan Tahsin Anıtı ve Hisarönü kelimeleri geldi'' demiş.

Ne güzel şehir şu İzmir yahu.. Başka yere gitsem anında eksikliğini çekip geri gelmek istiyorum resmen, huzur buluyorum her aradığımı bulamasamda..
Yazının devamını okuyun...

Tayyip Erdoğan'ın Plaka Değişikliği

0

Saat: 14:37 | Yazar: Burak Doğan

Sayın Başbakanımız, artık seçim yasaklarından dolayı hiçbir kamu aracını kullanamayacağını gayet iyi biliyor. Ama bunun için çözüm üretmekten malesef aciz. Hemen açıklayalım. Başbakanımız 2 günden beri, yurt içi gezilerini özel şirketlerden kiraladığı helikopterler ve jetlerle sürdürüyor. Bundan öncede bunu yapması gerekirken, ANA uçağımızı ve diğer bütün kamu araçlarını zaten kullanıyordu ama her zamanki gibi hiçbir yerden tam ses gelmiyordu. Tek tük ses çıkarmaya çalışanlarda sesini elbette duyuramıyordu. Dün de Başbakanımız, "kiralık zırhlı araç bulunamadı" iddiasıyla başbakanlık makam aracını kullanıp, hatta ona sivil plaka takıp havalimanına kadar o araçla gitmiş. Bunun zaten yanlışlığını kendiside biliyor. Ancak gelelim sorulara;

Seçim yasaklarının geleceği, seçim tarihinin belli olduğundan beri biliniyordu. Binlerce YTL maaşı olan bir adet başbakanlık danışmanı bunu düşünüp 1 ay önceden Başbakan için bir adet zırhlı araç bulamadı mı?? Ya da ayarlamadı mı?

Medya!! Medya yaa.. Heryerde gezen bu haber, bir anda öğlen saatinde Hürriyet Gazetesinin ana sayfasından kaldırıldı ve haberle ilgili hiçbir ayrıntı kalmadı. En çok okunanlar listesine bir hakim ve 3 savcının grup seks partisi bile girdi ama bu haber ordada yoktu.. Oysaki çok okunanlar listesindeydi.. Acaba peşin ödeme yanlısı Petrol Ofisi vergi kaçakları bir anda artma eğilimi mi göstermişti?

Aylardır TOKİ açılışlarına giden başbakan miting yapmıyorum, sadece açılışlara gidiyorum derken, birdenbire geçen günkü açıklamalarında 25den fazla doğu ilinde miting yaptığını neden belirtiyordu? Yoksa miting yaptığı aklına mı gelmişti ki?

Ooooff of.. O kadar çoğaltılabilir ki.. Artık saymak bile gereksiz. Hala insanlarımız neden görmek istemiyor... Zaten bu Güzel ve Dahideki kızlarında oy kullanacağını düşündükçe, insanların nasıl anlamasını bekleyebilirim ki diye düşünmeden de edemiyorum..
Yazının devamını okuyun...

Coca Cola'dan Müslüm Atağı!! Brrr!!

7

Saat: 17:25 | Yazar: Burak Doğan

Ve Aysun Kayacı'nın öpücüğüne karşılık geldi.. Coca Cola, uzun süredir Pepsi'nin mükemmel yürüttüğü, Aysun Kayacı'nın vay efendim 500.000 YTL aldı, diğer mankenlerin ben o paraya değil öpücük elimi bile vermem feryatları, insanların vay efendim ben Pepsi Max içtim beni öpmedi dava açıcam, mahkeme beni haklı bulacak feryatlarına karşılık verdi. Hemen altta izlediğiniz video'da Müslüm Gürses'in Brrrrr larından irkilecek, Koray Candemir'in Brrrr larından serinleyeceksiniz. Muhtemelende bu sesler gündemi uzunca bir süre meşgul edicek, Pepside başka bir reklam yapmak için kendini yırtacak. Aslında keşke başka ülkelerdeki gibi reklamlarda rakip firmanın markalarınıda kullanmak serbest olsada inanılmaz yaratıcı reklamlar izleyebilsek. Şimdilik Müslüm'ün Brrrrr larınada şükür ama yinede:))


Yazının devamını okuyun...

Afiyet Olsun Mercan Abi..

0

Saat: 13:25 | Yazar: Burak Doğan


Canınız sıkkın ama dertleşecek kimseniz yok.. Dertlisiniz işte, içmeden, anlatmadan nasıl kendinize geleceksiniz? Hele canınızda bir rakı çekti ama yalnızda içilmez ki bu meret. Masa yapsanız, karşınızda oturcak kimse yok ve iki laf edecek kimseniz hiç yok. Bir çözüm lazım bu işe diye düşünüyorsanız ne yaparsınız? Telefona sarılırsınız birilerini çağırmayı denersiniz gel sana rakı ısmarlayayım diye.. Ama olmuyor, olmuyor.. Bir çözüm lazım derken karşınıza Mercan Abi çıkıyor.. Mercan Abi 7 gün 24 saat rakı sofrasında sizi bekliyor çilingir sofrasıyla.. Kah size müzik yapıyor, kah futbolla ilgili sorularınızı yanıtlıyor kah şiir okuyor size.. Tam bir çilingir sofrası arkadaşı yani.. Hemde tam boğaza karşı oturuyorsunuz Mercan Abi ile dertleşirken. Buyrun sizi Mercan Abi'nin karşı koltuğuna alalım..
Yazının devamını okuyun...

Copa America'da Lionel Messi Şov!!

2

Saat: 12:54 | Yazar: Burak Doğan

1987 Doğumlu yani sadece 20 yaşında. 1995'te Newell's Old Boys takımında başladığı futbol yaşantısı, 2000 yılında (13 yaşında) Barcelona'nın B takımına geçmesiyle devam ediyor. 17 Yaşına geldiğinde yani 2004 yılındada Barcelona'nın A takımına çıkıyor ve o zamandan itibaren tartışılmaya başlıyor. Tartışmada aslında bir kıyaslama. Pele'yle beraber gelmiş geçmiş en iyi 2 oyuncudan biri olarak kabul edilen, memleketlisi Diego Armando Maradona ile kıyaslanıyor. O'na benzeyen kısa boyu, stili, koşuları, gerçekten yeni bir Maradona mı geliyor tartışmasını alevlendiriyor. 1 ay önce, Maradona'nın attığı efsane golün aynısını atması (orta sahadan topu alıp, bütün herkesi çalımlayarak attığı gol) ve 2 hafta önce yine Maradona'nın Dünya Kupasında İngiltere'ye eli ile attığı ve "Tanrı'nın Eli" olarak adlandırdığı golün aynısını atması (Arjantin bu gol ile Dünya Kupasını kazanmıştı!!) ise Messi'nin yeni bir Maradona olacağı savını güçlendiriyor.

Ve 2 gün önce Meksika - Arjantin Yarı Final maçında ( Copa America Turnuvası ) attığı ve attırdığı goller ile yine şov yaptı Messi. Bu çocuk gerçekten felaket.. İşte istatistikleri ve Meksika maçı görüntüleri:

Kulüp
Sezon Lig Kupa
Avrupa
Toplam
O.M
Gol O.M
Gol O.M.
Gol O.M
Gol
FC Barcelona 2004-05 7 1 1 0 1 0 9 1
2005-06 17 6 2 1 6 1 25 8
2006-07 26 14 4 2 6 1 35 17
Kariyer Toplamı
50 21 7 3 13 2 70 26
O.M: Oynadığı Maç



Yazının devamını okuyun...

96 Adet Seks Gerçeği

0

Saat: 12:20 | Yazar: Burak Doğan


Cosmopolitan dergisinde yayınlanmış bu yazıya, Canım Grubum'da yazıları ile meşhur Semazem'in sitesinde denk geldim. Seks hakkında yapılan araştırmada ortaya çıkan 96 adet sonucu derlemişler..

1- Kadınların aşağı yukarı 20 dakikada tahrik olduğunu duymuşsunuzdur. Yeni yapılan araştırmalara göre, kadınların vücut ısılarına paralel olarak 11-12 dakikada tahrik olduğu kanıtlandı.
2- Yatay durumdayken koku alma ve işitme duyularınızın daha iyi çalışacağını göz önünde bulundurarak, ayakta olacağınız pozisyonları tercih etmemenizi tavsiye ederiz.
3- İngiliz Aile Planlaması Birliği'nin araştırmasına göre, prezervatif kazalarının en büyük sebebi uygun boyda prezervatif kullanılmaması. Sevgilinizin egosunu bir kenara bırakın ve uygun boydaki prezervatifi kullanmaya özen gösterin.
4- Uganda'daki kadınlar, erkeklerinin çekici bulacağını düşünerek, vajina dudaklarını uzatma yoluna gidiyorlar. Bunu yapabilmek için çeşitli bitki karışımlarını kullanıyorlar.
5- Hamilelikten korunmak için, sevgilinize polyester iç çamaşırı giydirmek gibi bir yöntemi kullanabilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre; polyester iç çamaşırı giyen erkeklerin sperm üretim merkezleri zarar görüyor ve sperm kalitesi düşüyor.
6- Sperm kimi zaman neden garip kokar? Yenilen yiyeceklerden, vajinal asitlere kadar pek çok şey bu kokuya sebep olabilir.
7- Kadınlar ve erkekler, üst üste birkaç defa orgazm olma yetisine sahiptirler. Erkeklerin ilk orgazmlarında ereksiyonlarını kaybetmemeleri ve sevişmeye devam edebilmeleri iki taraf için de sevindirici olacaktır.
8- Tahrik olmakta zorluk mu çekiyorsunuz? Kullandığınız doğum kontrol hapının, hormonlarınızda yaptığı değişiklik cinsel isteksizliğe neden olabilir. Korunmanın sadece sizin sorumluluğunuzda olmadığını unutmayın.
9- Yapılan araştırmalar, üçüncü aylarından sonra erkek ceninlerin erekte olabildiklerini gösteriyor.
10- Florida Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, narsist insanlar sıradan seksi tercih ediyorlar. Seks onlar için aşk ya da şefkatle ilgili değil tamamen kişisel güçlerini kanıtlama yolu.
.
.
Devamı için Semazemce...
Yazının devamını okuyun...

Çıplak Gösteren Gözlük Çıkmış!!

0

Saat: 16:06 | Yazar: Burak Doğan

Evet yanlış duymadınız.. Uydurma Haber Portalı'nda çıkan habere göre (11.07.2007), 4,5 boyutlu olan bu gözlük Japonlar tarafından yapılmış, Çinliler üstünde denenmiş ve başarılı olmuş. 500 € fiyatı olan bu gözlüğün çeşitli versiyonlarıda yakında çıkacakmış. Habere ulaşmak için buradan, habere tepki göstermek için buradan, halada anlamadıysanız sizi buradan alalım.

Özellikle haberin siteye uydurulmasını sağlayan ozanyazgan'a ve bu şekilde insanları gün içinde kendilerine getirmekte kullandıkları haberler içinde Uydurma Haber Portalı'na tebriklerimizi sunarız.
Yazının devamını okuyun...

Sabri'nin Anderlecht'e İnanılmaz Golü

0

Saat: 13:54 | Yazar: Burak Doğan

Dün akşam, Galatasaray, sezona açılış maçında Anderlecht ile karşılaştı ve Sabri'nin uzaktan vuruşu ile maçı 1-0 kazandı. Maça, geçen seneki kadrosu ile çıkan Galatasarayda, Sabri'nin vurduğu şut 100 kere daha vursa bir daha gidemeyeceği yere gitti:) Buyrun izliyoruz..


Yazının devamını okuyun...

Bu Sıcakta Acil Serinlemek İsteyen??

0

Saat: 11:01 | Yazar: Burak Doğan

E-store'da, Yaz 2007 diye süpper bir bölüm açılmış. Bu bölümdede, ilgimi çeken inanılmaz gerekli bir aygıt buldum:) Bildiğiniz tam bir zamazingo kendisi.. Sıcağın ortasında, klimalı bir ortamda bulunamıyorsunuz, ya da klima taktırma gibi bir şansınız yok, veya bir şekilde sıcağa mahkumsunuz. Bu sırada hemen devreye "Beach Amigo Serinletici Kişisel Vantilatör" giriyor. Bir adet kalem pille çalışan bu zamazingo, altındaki su haznesi ile vantilatörü birleştirmeyi başarmış ve sizi bir sürelik yeterli serinliğe kavuşturacağını iddia ediyor.. İsterseniz manuel yani ellede çalıştırabiliyorsunuz. Berberlerde sa. ıslatmak için, evlerdede çiçekleri sulamak için kullanılan zamazingoyu, bir pervane ile serinletici haline getirmişler.. 200ml de su koyabilme haznesi var.. Fiyatıda çok makul, KDV dahil 11 YTL.. Hatta E-store bu fiyatı 12 takside bile bölebiliyor:)) Siz en iyisimi bir göz atın Yaz 2007 köşesine..

Yazının devamını okuyun...

Bindirilmiş Kıtalar mı İndirilmiş Tokatlar mı?

2

Saat: 16:15 | Yazar: Burak Doğan

Memleketim İzmir'de dün çok önemli bir miting vardı. Başbakanımız önderliğinde, Gündoğdu Meydanı'nda yapılan bu miting için, aylar öncesinden hazırlanılıyor, binlerce şemsiye dağıtılıyor, su püskürtme cihazları konuluyor, neredeyse 5 yıl boyunca "Gavur İzmir'e"yapılmayan yatırım 1 gün için yapılıyordu.. Biz toplamak istedik mi onların topladığı'nın 5 katını toplarız diyenler, Laikliğin kalesi, Türkiye'nin en modern şehrinde neler yapacaklarını düşünüp ellerini ovuşturuyordu. Hatta ve hatta, hiçbir şekilde bölge şehirlerinden destek almak istemediklerini, İzmir'i baştan başa boyayacaklarını söylüyorlardı..

Ardından mükemmel gün geldi çattı. Başbakanımız sahneye çıktığında, aşşağıdan yukarıya boyanmasını istediği Gündoğdu bile dolmamış, denizden gelen 2 tane teknede oyuncak gibi kenarda duruyordu. Hatta İzmirli olanlar bilirler, meydan dışında Eko Pub'ın orda bile kalabalık yoktu.. Hemde AKP'nin bölge şehirlerine gönderdiği bedava otobüsler olmasına rağmen. Şehir girişinde 1000'e yakın otobüs olduğunu belirtenlerde yok değil. Emniyet Müdürlüğüne göre 10.000 kişi, AKP'ye göre 140.000 kişi olan bu meydanda, en önemlisi de, Gavur İzmir'in hiçbir zaman yıkılamayacağı, her zaman Laikliğin en önde savunucusu olacağı izlenimini vermesiydi..

Yaşadığım şehri, memleketimi, hala bayraklarını balkonlarından indirmeyenleri, 22 Temmuzda sandıkları tıka basa doldurup, gerekli cevabı şu anki iktidara verecek kişileri gerçekten seviyorum..
Yazının devamını okuyun...

Blograzzi'de Neler Oluyor?

0

Saat: 13:06 | Yazar: Burak Doğan

Blograzzi, blog yaşantıma başladığım 3 hafta öncesinde, karşılaştığım ilk blogla ilgili site. Semazem'in önce Canım Grubum'da izlediğim yazıları, ardından da Semazem Görmüş Sende Gör blogunu düzenlemeye başlaması ile başlayan bendeki bu blog yazma isteği, 3. haftayı bitirip bugünlere gelmemi sağladı. Ancak bu işe yıllardır emek veren kişiler mutlaka olmalıydı ve bunlarıda inceleyip neyin nasıl yapılması gerektiğini örnek almak gerekliydi diye düşündüm.

Çok geçmeden, blogla tanışmamın 2. ya da 3. gününde Blograzzi ile tanıştım. Webrazzi'nin sahibi Arda Kutsal'ın fikri ile ortaya çıkan bu site, belirli verilere dayanarak (blog dünyasında önemli bir yeri olan Technorati, bunun yanında Google ve Alexa verileri) bütün blogları Blograzzi Puanı adı altında sıralıyor. Dolayısıyla en iyi ve en çok izlenen blogların tanıtımını yapmış oluyor, blog dünyasını kaynaştırmayı amaçlıyordu.

Bunun yanında, sitenin ana sayfasında, En Aktif Bloglar ve En Aktif Kullanıcılar başlıkları altında, en sık güncellenen bloglar ve en sık sitede bulunup işlem yapan blogcuların listeleri de bulunmakta. Ve elbette ki blog yazarları bir şekilde bu listelere girip kendi bloglarının tanıtımınıda yapmak istiyorlar.

Ancak son zamanlarda, ortada bir şekilde blog yazarları arasında tartışmalar çıkmaya başladı. İlk önce spam blogların sadece reklam yapmak için herkese aynı şekilde puanlayıp, favorilerine ekleyip, yorum yapıldığından bahsedildi. Bunun yanında blog olmayıp, siteye kaydolup reklam yapmaya çalışanları önlemek için siteye "bu site blog değildir" butonu bile konuşması sağlandı. Ama esas sorun "herkese yorum yapıp, puan verip favorilerine ekleyenler ne derece doğru bir iş yapıyor" düşüncesi haline geldi..

Ben kendi açımdan bir kez yorumlamak istiyorum olayı: Sonuçta siteye kaydolup, sahiplenilmiş bloglara, yani zaman harcamış kişilerin bloglarına, zamanım olduğu sürece, linklerinden gidip inceledikten sonra yorum yazmaya çalışıyorum. Bunun yanında puan vermekte elbette hakkım. Aynı zamanda, blog dünyasına yeni girmiş biri olark her türlü blogu inceleyip birşeyler daha öğrenmeye çalışıyorum. Ama daha önce blog kazanı'nda yazdığım gibi bunun yanlış olduğu düşünülüp, ortaya genel geçer bir kural çıkarsa, elbette puanlamayı ve yorumları azaltıp, siteye tabiri caizse "uygun" bir kullanıcı olarak devam ederim. Yalnız bu sorunların aşılması için 1-2 çözüm de getirilebilir. Mesela;

1-Kişilerin favorileri 10 blogla sınırlanabilir
2-Puanlama ve yorum yazma, kişilerin, blograzziden aldığı linkle gittiği sayfada belirli bir süre kaldıktan sonra (örneğin 1 dakika) aktif hale gelebilir.
3-Blog sahibi, kendi bloguna yorum yazmayabilir ya da bunun için bir forum oluşturulabilir
4-Blog sahibi, kendi blogunu favorilerine eklemeyebilir
5-Bu kriterler, blograzzi puanını etkilemeyebilir
6- Ve bu seçenekler elbette çoğaltılabilir.. Aslında herkesin yorumlarını merak ediyorum.

Herkese iyi bloglamalar..
Yazının devamını okuyun...

Jim Carrey!! What is Love!!

0

Saat: 10:43 | Yazar: Burak Doğan

Gerçekten belkide internette izlediğim ilk komik videoydu. Mail olarak gelmişti ve dial-up bağlantımız, eski santral olduğu için saatlerce bağlanmaya çalıştığımız, ev telefonumuzla sabahlara kadar beklediğimiz günlerden biriydi çok iyi hatırlıyorum. Yanımda çok yakın iki arkadaşımla beraber saat 03.00 gibi internete bağlanmanın büyük heyecanı içerisinde hemen maillere daldık. Kuzenimden gelen maili açtığımda ise ya bir bağlantı ile ya da bir url ile bu görüntünün olduğu yere ışınlanmıştım.. Ve çok iyi hatırlıyorum belki on defa izledik.. İlk internet efsanelerindendir kendisi.. Buyrun sizde nostalji yapın burdan..


Yazının devamını okuyun...

Lost Durmuyor, Durdurulamıyor!!

0

Saat: 15:29 | Yazar: Burak Doğan

Evet gerçekten Lost durmuyor.. 3. sezonun sonu gelip, 2008 yılının başında ancak 4. sezonu başlayacağı ve toplamda 6 sezon (4.-5.-6. sezon 16şar bölümden oluşacakmış) olacağı açıklanan Lost dizisi hakkında her gün yayınlanan videolar, teoriler durmak bilmiyor.. Lost bir yandan çeşitli ülkelerde çeşitli ödülleri toplamaya devam ederken (gerçekten artık sayısını ve ödüllerin ucunu kaçırdım ayrıntılar için bknz imdb) her yerde hakkında konuşulmaya da devam ediliyor. En son elime geçen videolar, bugüne kadar Lost'ta olan çekim hatalarının birleştirildiği iki video. Youtube linkleri burada ve burada..




Yazının devamını okuyun...

Turkcell Yaparda Simpsons Durur mu?

1

Saat: 13:18 | Yazar: Burak Doğan

Ya da aslında önce Simpsons resmi sitesinde mi yayınlanmıştır?? Aslında bilemiyorum hangisinin daha önce resmi olarak eklendiğini siteye ancak, Simpsons karakterlerine uyarlanmış uzuv şekillerine rağmen Turkcell'den daha fazla ayrıntıya sahip.. Hemde çok daha güzel şekiller, çok daha güzel çizimlerle beraber. Bir kere en baştaki vücut ayrıntıları bölümü inanılmaz güzel. Saç, göz, ağız, burun.. Tamamen Simpsons karakterlerine uygun bir şekilde düzenlenmiş..

Simpsons filminin sitesinde
yer alan bu aygıt, gerçekten eğlenceli dakikalar geçirmenizi sağlıyor..
Hazır size bir tane yapılmışını göstereyim burdan..:) iyi eğlenceler..
Yazının devamını okuyun...