Paris Hilton!! Yeteeeerrr!!

0

Saat: 14:51 | Yazar: Burak Doğan

En sonunda Paris Hilton'dan bıktım diyenlerin sesleri canlı yayınlara kadar çıkmaya başlamış.. MSNBC'de Mika Brzezinski, canlı yayında, eline tutuşturulmaya çalışılan Paris Hilton'un cezaevinden çıkması ile ilgili haberi önce almak istemiyor, aldıktan sonra kağıdı yakmaya kalkıyor ve etrafındakiler tarafından engelleniyor:) Kağıdı buruşturmasına rağmen hıncını alamayıp haber kağıdını diğer sunucuya kaptıran Brezinski, yakmakta ısrarcı olduğu haber kağıdını alamayınca çeşitli isteklerini dile getiriyor.. Kendisine göre haklı nedenleri var tabii.. Bizim konuşacak bundan daha önemli konularımız var diyor..

Yazının devamını okuyun...

Dönemin sonu..

0

Saat: 13:26 | Yazar: Burak Doğan



Sizlerle, başkanı olduğum derneğin, döneminin bitiş töreninin ardından, kulübün üyelerine gönderdiğim mektubun bir örneğini paylaşmak istiyorum;


Sevgili "kulübümüzün başarıdan başarıya koşmasını sağlayan mükemmel insan topluluğunun bir parçası!!"


Dönem ilk başlarken ellerim titriyordu sadece devir teslim töreninde.. Dönem başladı, toplantılarda ellerimle beraber dizlerimde titriyordu ve ayaklarım üşümeye başlamıştı toplantıyı açtığım sırada.. Malum çok başarılı bir klüptük, herkes bizden süper şeyler bekliyordu.. Ama herkesin gözden kaçırdığı ve bizimde içimizde saklamaya çalıştığımız bir sorunumuz yok değildi, kan kaybediyorduk yaşlar dolayısıyla..

Ilk toplantımıza Kesim ve Bölge Başkanımızın katılımıyla, sayman ve sekreterimizin eksikliğiyle başladık.. Dediğim gibi bu sefer toplantı açılışında titreme bacaklarıma inmiş, ayaklarım üşümeye başlamıştı.. Ama bir çekim gücü vardı kulübümüzün, durdurulmamız imkansız gibiydi.. Zaten herkesin bizden konuşacağına emindik, ama bunuda kanıtlayacak şeyler sunmamız lazımdı insanların önüne..

2., 3. toplantılar derken aktiviteler gelmeye başladı.. Ev toplantılarımız, aktivitelerimiz yazmakla bitmez zaten.. Ama bu aktivitelerin ve aktifliğimizin bize çok katkıları vardı.. Yavaş yavaş aday üye arkadaşlarımız gelmeye başladı.. Dönemi sırtlayıp götürücek, başarımızda en çok katkısı bulunacak arkadaşlarımız.. Onların sayesinde buralardayiz bu sene, bu kadar takdir ediliyoruz.

Çünkü yeni arkadaşlarımızın katılması, herkesin inanılmaz bir derecede aktif olmak istemesi hiçbir toplantımıziı 15'in altında yapmamamızla belgelendi.. Her yere mi gelinir ya.. Her yerdemi insanlığa hizmet etmemize yardım etmek istenir.. Gerçekten bu kadar mi aktif olunur her yerde, başkanin göğsünü gere gere gezmesine neden olunur.. Her dergiye mi çıkılır aktivitelerle.. Dönem içinde gazetelere mi çıkılır.. Hatta herkes mi bizden konuşur İzmirde... Önce 700 kişi önünde 3 ödül birden, sonrada Ulusal Lions Konvansiyonunda 1500 kişinin önünde...

Aktivitelerin içeriklerinin sayılması, katılan kişilerin isimleri hiç önemli değil bu kulüpte.. Çünkü bu kulüp bir yerde olan, parayla olçülemeyecek, yaptıkları paraya çevrilemeyecek aktiviteler yapan bir kulüp.. Yaptıklarımız, içimize sindiği sürece, en iyi aktiviteler bizim aktivitelerimiz, en güzel eğlenceler bizim eğlencelerimiz.. Kimsenin gözü kalmasın!!

Dönemin bu şekilde mükemmel bir şekilde geçmesine katkısı olan herkese ama herkese gönülden teşekkür ediyorum. Geçen akşamki devir teslim töreninde, hiçbir klüpte olmayan arkadaşlığımızı gösterdik herkese. Tam 16 kişi, başkanlık devir teslimi gerçekleştikten sonra kalkıp teker teker hem eski başkanını öptü, ona sarıldı, teşekkur etti inanılmaz içten bir şekilde.. Hepinizin yeri ayrı bende.. Aynı kişiler kalkıp, yeni başkanlarına da sarılarak başarılar diledi.. Hiç yanından ayrılmayacaklarına, onu en üste, daha da üste taşıyacaklarına söz verir şekilde.. Dönemin başında ellerimde başlayan titreme, artık bütün vücudumu kaplamış, gözümden yaşlar gelmesine bile neden olmuştu bu manzara karşısında..

Konak Leo Kulübü, bu yönetim çevresinin, bize göre en mükemmel kulübüdür..Arkadaşlığın, desteğin, herşeyin ama herşeyin olduğu bir kulüp.. Sizlerle gurur duyuyor, taze başkanımızada, bu mükemmel kulübü bıraktığım için kendimi bir kez daha şanslı hissediyorum..

EN IYIYI YAPMAK BIZIM ISIMIZ!!

Burak DOĞAN
Konak Leo Kulübü Başkanı (son günü..)


Yazının devamını okuyun...

Heroes İlk Sezon Özet..

0

Saat: 09:58 | Yazar: Burak Doğan


Hepimizin bildiği gibi, Lost gibi Amerikada yayınlanmaya başladıktan sonra, Lost uzun süreli sorunlar üretip kendisine izleyici çekerken, Heroes'da yarattığı sorunları bir o kadar kısa sürelerde çözerek izleyicilerde Lost mu Heroes mu kavgasını tetiklettirdi. Aralarındaki fark, Lost 3. sezonu tamamlayıp izleyicilerini bekletmeye başlamışken, Heroes daha ilk sezonunu yeni bitirdi. Ancak gelen haberlere göre, Heroes, yaz dönemi boyunca Heroes: origins, adlı mini dizi ile karşımıza çıkacak ve dizide, her hafta yeni özellikleri olan yeni karakterler tanıyacağız. [kaynak]

Bununla birlikte, "daha ben diziyi izleyemedim, çok merak ediyorum, ama o kadar bölümü ne zaman izleyebileceğim, çok yoğunum" diyen kişilerden biri iseniz, Heroes en kısa yoldan altı dakika içersinde bütün bölümleri özetlemeye çalışmış. Youtube'de yayınlanan bu video'da, 2. sezon başlamadan önce ne olmuş bi bakayım diyorsanız, aradıklarınızın çoğunu bulabilirsiniz diye düşünüyorum.

[kaynak]

Yazının devamını okuyun...

Yok Artık Demek İstiyorum Sayın Seyirciler..

0

Saat: 10:29 | Yazar: Burak Doğan

Ya gerçekten kurbağa misali yavaş yavaş altımızı ısıttıklarından dolayıdır ki farkında değiliz bir şeylerin, ya da gerçekten, gömmüşüz kafamızı toprağa, (bir cumhuriyet mitingi dışında) hiçbirşeye tepki vermez hale gelmişiz.. Şimdi sadece kendi görüşlerimi yazıcam, ama gerekli yerlerde söylenmesi gereken fikirleride söyliycem..

Sayın Tayyipler Alemi'nin başrol oyuncusu, seçim çalışmalarına başladı bildiğiniz gibi.. Ama sözde TOKİ 'nin açılışlarını yapmaya gidiyor ya memleketimin 4 bir yanına.. Başbakanlık konvoyu, Başbakanlık araçları, korumaları hepsi kullanılıyor.. Hadi bunu geçtim, Devletin "ANA" sını kullanıyor yahu.. Bu ne demek; bildiğiniz, bizim ANA'mızı kullanıyor.. Yani ANA adı verilen devletin uçağını.. Sadece geçen gün 1 mitinglik masrafı 15.000 YTL olmuş ANA mızın.. Varın siz düşünün gerisini.. Nasıl olsa kendisi düşünmeyecek..

Resime başka bir yönden bakalım. Genel Kurmay Başkanı, yani Türk Ordusunun başındaki insan 3. defadır, Kuzey Irak hakkındaki düşüncelerini dile getiriyor. Geçen 2 hafta önce, ordudan gelen bir talep yok diyenler, nedense kulaklarının üstüne yatmışlar, duymamaya devam ediyorlar. Peki şunlara ne demeli:

Kuzey Irak'a girelim diyenler: Türk Ordusu, AKP ve DTP dışındaki bütün siyasal partiler
Kuzey Irak'a girmeyelim şeklinde duranlar ve icazet verenler: Amerika (Girmeyin) Barzani - Talabani (Sıkıyosa girin), AB (Yiyosa girsenize), DTP (Naniiikk girseneee) ve AKP..

Ben sadece şunu anlayamıyorum: Elinin altında ezici çoğunluk varken, en önemli mevzu dediğin "Sıkmabaş" mevzusunu neden çözmezsin.. "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" nasıl dersin.. Memleketim insanına nasıl "Ananıda al git" dersin.. Barzani'nin, daha dün pasapart ve para gönderdiğin Barzani'nin söylediklerine nasıl cevap vermezsin.. ve daha niceleri..

Ama en önemlisi.. Nasıl ama nasıl, hala memleketim, güzel memleketim insanı, %30 oydan daha az almayacağını garanti eder bu partiye.. Nasıl.. Çok mu zor gözleri açmak.. Bu kadar mı zor.. İşsizlik oranları yalandan takla atarken, enflasyon değerlerine pinpon topu eklenirken, senelik enflasyon DİE'ye göre %9,99, Tansaşa göre %22-25lerdeyken nasıl kendimizi tekrar emanet ediyoruz.. Uyanın yahu uyanın.. Gidiyor elden vallahi..

Edit: Yok artık..22 Eylül 2003'de Ali Babacan ile John Snow arasında imzalanan belgeye göre, 1 Milyar $ karşılığında, Kuzey Irak'a girmeyeceğimizin anlaşmasıda yapılıdıysa yok artık.. Hatta yuh artık!!
Yazının devamını okuyun...

Diyanet İşleri Başkanlığı Bütçesi...

8

Saat: 10:25 | Yazar: Burak Doğan

Sadece tek bir rakam vermek istiyorum, hatta altını çizmek istiyorum bunun.. Çünkü gerisini Can Dündara bırakacağım çünkü gerçekten o yazıdan alıntı yapmak, o yazıyı derlemek düşüncesi bile canımı sıktı.. işte o cümle: Devlet tarafından, Dİyanet İşleri Başkanlığı bütçesiyle, Üniversitelere ayırılan bütçe birbirine denk... Buyrun gerisini burdan Can Dündar'dan dinleyelim..

SAYIYLA KENDİNE GELMEK

NTV'deki "Neden" programında "Aleviler ve Siyaset"i tartıştık. Açılışta Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser'e sordum:
"Neden her seçim öncesi 'Sünniler ve Siyaset' değil de 'Aleviler ve Siyaset' tartışılır?"
Eser, rakamlarla yanıtladı bu soruyu...Verdiği rakamlar, tartışmaya yer bırakmayacak kadar net bir tablo sergiliyordu.
Bu rakamları yorumsuz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum:

* * *
Türkiye'de kaç okul var?
67 bin...
Kaç hastane var?
1220...
Kaç sağlık ocağı var:
6 bin 300...
Peki kaç cami var?
85 bin...
Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.
Peki kaç kilise var?
270...
Kaç cemevi var?
100.
* * *
Türkiye'de kaç doktor var?
77 bin...
Peki kaç din görevlisi var?
90 bin...
Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.
Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.
* * *
Türkiye'de kaç kütüphane var?
1435...
Almanya'da kaç kütüphane var?
11 bin...
Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var?
13...
Kaç kentte kuran kursu var?
81...
Bu kursların toplam sayısı kaç?
3852...
* * *
Türkiye'de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.
Peki kaç tane "cami yaptırma derneği" var?
35 bin...
* * *
İçişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar?
783 trilyon...
Ulaştırma Bakanlığı'nın?
678 trilyon...
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın?
677 trilyon...
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın?
632 trilyon...
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın?
280 trilyon...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın?
249 trilyon...
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın?
404 trilyon...
Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar?
1.3 katrilyon...
8 bakanlığın bütçesi kadar...
22 üniversitenin toplam bütçesine denk...
* * *
Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon...
2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 2.7 katrilyon...
* * *
Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?

Can Dündar

Edit: Yazının orjinal haline buradan ulaşabilirsiniz..
Önceden eklemediğim için kusuruma bakmayın..

Yazının devamını okuyun...

Adriana Lima, Liechtenstein Prensi ile Evleniyor..

0

Saat: 10:44 | Yazar: Burak Doğan


Evet yanlış duymadınız..Victoria's Secret'in 5 meleğinden biri, koyu Katolik, Dünyada Gisele ve Kate Moss'dan sonra en çok kazanan model ünvanlı (Forbes: 4.5 million $ - 2005) Adriana Francesca Lima, Liechtenstein (Hani şu her milli maçta 5-6 attığımız, Konyanın yüzölçümünden daha ufak olan ülke) Prensi ile evlenmeye karar vermiş. Bu karar elbette her türlü magazin öğesini bu konuda birleştirmeye yetti ancak, ufak bir ayrıntı daha varmış. Yaptıkları evlilik sözleşmesine göre, Adriana, ayrılık kararı alınması üzerine hiçbir şekilde malvarlığından bir talepte bulunmaycak. Bunun karşılığında, evli kaldığı ay başına "1 milyon $" alacakmış!! Yanlış duymadınız.. YTL Hesabıyla, 1.330.000 YTL yapıyor(şu anda).. Ayda hemde..

Ancak, yurdum insanı, Adrianaya olan bağlılığını belirtmek için, ekşisözlükte bir başlık açmış ve bu konuyla ilgili çeşitli yorumlarda bulunmuş.. Buyrun burdan yakın..

1-Beni hesaptan hesaba atmi$ bayandir. An itibariyle sozlukte 6579 adet erkek yazar mevcut. aylik 1 milyon dolardan hesap edersek (31 ceken bi aya denk getirelim derim) misal mart. 1000000/6579=151 dolar du$uyor ki$i ba$i.
1 ay dedik, 31 gun, 24 saat, 60 dakika.
(31x24x60) / 6579 = ki$i ba$i 6,5 dakika oluyor canlar.
151 dolar - 6,5 dakika. (jack o lantern, 25.06.2007 13:41)

2-bir milyon dolar, 744 saat şeklinde hesap edilirse saati kdv hariç 1344 dolara gelmektedir ki; bu hesabın sonucu "ah ulan keşke laptop almasaydık" olmuştur (itutu, 25.06.2007 13:49)

3-cem uzanin sehrazati birakip el atmasi gereken insandir. (powersurge, 25.06.2007 13:53)

4-evlilik tarihinin kesinleşmesi üzerine buradan kendisine önce rocky balboa tadında adriana* diye böğürmek, ardından da anakin skywalker bakışları eşliğinde i hate you diye haykırmak istediğim fallen angel. (eben, 25.06.2007 16:01)

5-ajansa düşen son dakika haberine göre adriana lima'ya teklif edilen liechtenstein prensliğinin boşanma kontratında iki maddede pürüz çıkmış. anlaşmada sorun çıktığını haber alan yıldırım demirören'in mario berk'e talimat verdiği söyleniyor. "çok seksi ve şeker bir ismin var sen bunu tavlarsın, adriana'yı almadan gelme" dediği rivayet edilen demirören'in aziz yıldırım'ın adriano transferi girişimine karşılık vermek istediği söyleniyor. galatasaray'ın lincoln transferine karşılık olarak ise abraham lincoln'un naaşının istanbul'a taşınması yönündeki çalışmalar ise son sürat devam ediyor. (kuruttun, erittin beni yıldırım) (jokond, 25.06.2007 16:14)

Bu 5. inanılmaz gerçekten:)

6- (bkz: adriana lima ile ilgilenmiyoruz) (endoplazmikretikulum, 25.06.2007 16:36)

Gerisi için buyrun.. Ekşi Sözlük
Yazının devamını okuyun...

Türkiye Futbol Federasyonu Rezilliği

0

Saat: 10:15 | Yazar: Burak Doğan


Şimdi bu Haluk Ulusoy çok mu mükemmel birisi, yüce şahsiyet mi yoksa, gerçekten spordan elini hemen çekmesi gereken bir mahlukat mı sizce.. Önce artılarıyla başlayalım..

Kendisi, Türkiye Futbol Federasyonbu Başkanıyken, elde edilen başarılardan kendisine pay çıkarmaktadır. Haluk Bey'e göre, Galatasaray UEFA kupasını O'nun zamanında almış, Milli takımımız, Dünya Kupasında 3. olmuştur. Aynı zamanda, kendisi, siyasetle sporu karıştırmamak için elinden geleni ardına koymamaktadır. Kulüpler birliğinin seçim isteği kararına rağmen bunun uygulanmamasını sağlamakta, uygulandığı takdirde siyasetn sporla karışacağını, çünkü bu seçim baskılarının, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek önderliğinde, Spor Bakanı'nında
katkılarıyla, kendisini istemeyenlerin düşürme çabası olarak göstermektedir. Allah muhafaza, seçim kararı falan alsa, siyaset spora karışacak, FIFA ve UEFA liglerimize müdahale etmek zorunda kalacak ve Avrupa Liglerinden takımlarımız zorla çıkarılacaktır ona göre, tamamen ve tamamen bunun önünde durmaya çalışmaktır tek amacı.

Diğer taraftan bakınca, başa geldiğinden beri sadece "Gitsin" diyen bir Fenerbahçe Başkanı, "Seçim Kararı" almak isteyen bir kulüpler birliği, liglerin son haftalarında sürekli çıkan şike dedikoduları ve bunları açıklayacağını iddia edip, ligde kalınca açıklamayan kulüp başkanları.. Futbol Federasyonu'ndan bir yetkilinin Fenerbahçe'nin H.U. ile iyi geçinmesi halinde Denizlideki duruma düşmeyeceğini açıklaması, Denizli Başkanı ve Antalyaspor Başkanı'nın birşeyler açıklama çabası.. Bunlar sadece buz denizinin görünen kısmı.. Ve sadece Kulüplerin yönetimleriyle yaşanan şike ile ilgili sorunlar. Daha kimbilir neler var.

Gelelim esas mevzuya. Türk futbolunun geleceğinin belirli olması açısından, 2006-2007 Sezonu bittiği günden beri T.F.F. yabancı oyuncu konusunda bir karar alması bekleniyor. Tüm kulüpler, bu kuralın değişmesi veya değişmemesi halinde değiştirecekleri stratejileri olduğundan, sadece beklemekle yetiniyor. 6 yabancı 5'e de düşürülse, 10'a da çıkarılsa, yapılması düşünülen transferler ya bırakılacak ya da hepsi yapılmaya çalışılacak. Ama her zamanki gibi karar: kararsızlık, toplantının belirsiz ileri bir tarihe ertelenmesi..

Hangi takım neye göre transfer politikası izliyecek şimdi? Yabancı araştırmalarına başlasa, alamayıp rezil olmak var, UEFA'da dosyalarımız yığınla.. Gelemeyenler gidemeyenler, paraları ödenmeyenler.. 2 tane orta halli genç Türk oyuncu var, Galatasaray'ın aldığı Lincoln'den daha fazla bonservis bedeli talep ediyor kulüpleri.. Bu Lincoln, az daha Schalke'yi Almanya Bundesliga'da şampiyon yapıyordu yani..

Daha neler yazılırda, anlayana.. Haluk Ulusoy herkesin ortak görüşü şu: İstersen yapış oturduğun koltuğa, istersen bugün bırak.. Ama Türk Futbolu'nun önünü tıkama, karar ver (kişisel karar verme yetkisi yokda, paşa hazretleri ne derse o oluyor tabe), karar çıkarttır artık
..

Yazının devamını okuyun...

Inside Adsense Artık Türkçe..

0

Saat: 09:26 | Yazar: Burak Doğan


Google Adsense, İngilizce ve Fransızca olarak başlattığı, Inside Adsense "Google'a İçeriden Bir Bakış" adlı blogunu, Türkçe yayına soktu. Bu adreste, Google, Adsense'in sitenizdeki yerleşim planında nasıl daha verimli olabileceğinden ve Adsense hakkındaki yeniliklerden bahsediyor şimdilik. Şimdilik diyorum, çünkü Google bu, her an her yerden bir yenilik çıkarabilir, birşeyler satın alabilir, internet alemini ekleyebilir, çıkarabilir, kısacası oyuncak gibi oynayabilir..:) "Google Bize Logo Yapsana"dan sonra "Google Bize Yardım Etsene" de tuttu, sırada "Google Bize Daha Çok Para Verseneeee" kampanyasınada başlamak lazım diye düşünüyorum..
Yazının devamını okuyun...

Turkcell-im adamcıkları yaratalıııımm:)

0

Saat: 13:14 | Yazar: Burak Doğan


Turkcell-im, adını tipmatik koyduğu adamcık yaratma zamazingosunu sitesinde yayına koymuş.. İster kendinizi, ister kız arkadaşınızı istersenizde arkadaşlarınızı yaratın.. Hatta bunları yarattıktan sonra çıktısını alın oraya buraya yapıştırın veya kendinize bir avatar yaratın. Çok hoş, ayrıntılı ve seçenekli olmuş.. Ellerine sağlık Turkcell diyoruz, bizi en kısa zamanda sömürmekten vazgeçmesini diliyor, adamcık yapma zamazingosu Tipmatik 'e gidiyoruz..
Yazının devamını okuyun...

Kaç Para Edersiniz Acaba??

1

Saat: 08:45 | Yazar: Burak Doğan


Gerçekten acaba vücudumuzu satılığa çıkarsak ne kadar eder ki? Kahverengi gözlerimiz için ne kadar, boyumuz için ne kadar, IQ muz için ne kadar verirler.. Bunu düşünmeyi kendine dert eden aklıevveller, oturmuşlar bu siteyi oluşturmuşlar. Boyunuzdan kilonuza, zeka seviyenizden sigara ve alkol kullanmanıza kadar türlü sorular sormuşlar. 10 dakika bile sürmeyen bu testin sonucundada size $ cinsinden ne kadar edeceğinizi söylüyor.. Şu anda 11 milyon insan satılığa çıkmış durumda. Benimde edeceğim değer ortalama 3 milyon $ civarıymış.. Haydi sizide görelim bakalım ne kadar edeceksiniz..:)
Yazının devamını okuyun...

Angels - Demons Beyazperdede....

2

Saat: 12:43 | Yazar: Burak Doğan

Dan Brown'ın meşhur "Da Vinci Code" kitabının beyazperdeye uyarlanmasının ardından, aslında ilk kitabı olan "Angels & Demons" (Melekler ve Şeytanlar) da 2008 yılında, Tom Hanks'in Robert Langdon'ı önderliğinde gösterime girecek. Aslında, çoğu kişinin filmde merakını uyandıran olayda, Victoria's Secret'ten, Vogue ile yaptığı anlaşma yüzünden ayrılmak durumunda kalan Gisele Bundchen'in başrolü Hanks ile paylaşıcak olması. Da Vinci gibi, bu filmin yönetmenide Ron Howard. İşallah geçen filmden çok daha başarılı olurda, bu güzel yapıtı görsel bir ziyafette izleriz..
Yazının devamını okuyun...

Yurdum insanı..

0

Saat: 14:47 | Yazar: Burak Doğan




























Yurdum insanı ya.. Gerçekten aklı fikri "orda" mıdır her zaman?? Hiç birisi romantizm yaşamayı düşünmez mi.. Ya da düşünsede bunu sadece "o" nun yolunda bir gereklilik mi olarak görür.. Gerçekten Yiğit Özgür'ün "meme meme göt göt" adlı bu karikatürü aslında baya bir şey anlatıyor bize.. Herkese iyi tatiller.. Aman Çeşmede orda burda, en azından devreleri yakıp dolaşmayın havalar çok sıcak 40 derece gölgede..:)
Yazının devamını okuyun...

Lost Connections!

0

Saat: 15:01 | Yazar: Burak Doğan


Losttaki bütün karakterlerin flashbackleri ile birbirlerine bağlantılarını gördükçe neredeyse küçük dilimizi yutacak bir hal alıyoruz her bölümde. Bununla beraber, bugüne kadar gelen 72 bölümde, ilk bölümden beri her ayrıntıyı, her bağlantıyı aklımızda tutmak zor olsa gerek diye düşünen lost dizisinin yayıncı kanalının sitesinde, bir şema yayınlanmakta. Bu şemada, her karakterin bağlantılı olduğu diğer karakterler belirtilmiş ve küçük videolarla hatırlatmalar yapılmış.. Bu güzel şematik olay için buyrun sizi burdan alalım...
Yazının devamını okuyun...

İslam ve Türkiye

0

Saat: 14:37 | Yazar: Burak Doğan


Memleketimizde, her geçen gün artan başörtüsü tartışmaları, rejimimizin nereye doğru çekilmeye çalışıldığının polemikleri, kadrolaşmanın had safhada olduğunun gözler önüne serilmesi, hukukun baskı altına alınıp sonuç çıkartma çabaları, seçime yaklaştığımız şu sıralarda birden "ortak karar almamız gereken bir durum" dolayısıyla manşetlerden iniverdi..

Terör, elbette çözülmesi gereken ilk sorun. Tabiiki üzerinde çalışmaları en üst yoğunlukta yapılmalı. Ancak, bu durum kadar, ülkemizi şeriata götürmeye çalışan bir yapının çalışmalarınında yaptıkları neden saklanmaya çalışılıyor? Neden arkaya itiliyor, görmezden geliniyor? Neden cenazelere gittikleri zaman yuhalanıp kovulmaları gazetelere manşet olmuyor ülkenin başbakanının, meclis başkanının.. 2 Milyar $ a yakın borcu olan Petrol Ofisi'nin borcu 275 Milyon $ a nasıl iniyor? Bu şekilde medyadan gelen maskeleme sayesinde nasıl bir güç kazandıkalrının farkında değil mi kimse?? Hala işsizliğin azaldığını, enflasyonun %10'un altında olduğuna kim inanıyor yani..

Yada bunu, güdülmeye alışkın, sadece biz göremiyoruz.. Adamlar taa Fransalardan görüyorlar.. Hazır bu karikatürü de görmüşken. Acaba başbakan bu karikatürede dava açar mı ki?? Malum sakallarındaki yazı onun pek hoşuna gitmeyecektir karikatürdeki..
Yazının devamını okuyun...

Bilmece Bildirmece Nerde Çözülürki..

0

Saat: 12:49 | Yazar: Burak Doğan


Ey sizi gidi bulmaca hastaları.. Bu vereceğim haber gerçekten hepinizi çok etkileyecek.. Yıllardır "8 harf, ilk 2 harfi iz..." diye sorun yaratan her türlü kelimeleri google'a yazarak veya bulmaca ustalarına sorarak çözmeye çalışırdınız ya.. Artık öyle bir derdiniz kalmadı.. Bir site çıktı ki ortaya, yalnızca oluşturanların değil, üye kişilerin de katkılarıyla büyüyen bu yapı, gerçekten her derde deva görünüyor.. Artık anahtar kelimeleri çözmek çokda zor değil.. Ama bu seferde bulmacanın tadı kaçmayacak mı ya.. Buyrun burdan alalım sizi... Siz karar verin bu sorunun cevabına..
Yazının devamını okuyun...

Losttaki Uçağın Düşme Sahneleri

0

Saat: 14:38 | Yazar: Burak Doğan


Lost dizisinin yakın birer takipçileri, fanları, delileri ve bilimum forum izleyenleri olarak, elime iki adet video geçmişken paylaşmak istedim. 5 dakikalık ve 9 dakikalık olan bu videolar, dizinin başlangıç noktasını oluşturan Oceanic Airlines'ın 815 No'lu uçuşunun adaya düşme görüntülerini birleştirerek oluşturulmuş. Gerçekten bşarılı ve ilgi çekici videolar.. Her ayrıntıyı takip etmek ve bulabildiğiniz her videoyu izlemek açısından çok güzel bir kaynak diye düşünüyorum..
Yazının devamını okuyun...

Gerçekten Hizmette Sınır Yok mu??

0

Saat: 14:25 | Yazar: Burak Doğan


Yapı Kredi'den gelen bir haber gerçekten şaşırtıcı.. Artık Yapı Kreedi'nin ATM'lerinden barkodlarıyla fatura veya kredi kartı ekstresi ödenebiliyor. Yani sonuç: ATM'ler ( Tele 24 Plus'lar) barkod okur hale gelmişler. Daha önce dünyada uygulanabilirliği var mıydı bilemiyorum ama, Türkiyede bir çığır açacağı gerçek. Tele24 Plus'lar, kısa sürede, kredi kartı, doğalgaz, elektrik, cep telefonu gibi her türlü ödemenin barkodlarını okutarak ödenmesini sağlamayı başarmak üzere. Kısa bir süre için sadece kredi kartı ödemelerini kabul edecekmiş. Direk olarak nakit kabul edebilen ve para üstüde verebilen bu aletler, kart ya da vadesiz hesap KULLANMADAN da ödeme kabul edebiliyor. Tebrik ediyor, birde üstüne başarılarının devamını diliyoruz Yapı Kredi'nin..

Yazının devamını okuyun...

Google Street View!! Nası yani??!!

2

Saat: 16:07 | Yazar: Burak Doğan


Son zamanlarda, Google'ın, artık burnunu internetin her köşesine sokması yetmiyormuş gibi, birde sokaklara hakim olması insanları çileden çıkartmaya başladı.. Anlatmaya çalıştığım şey, belkide bilmiyorsanız, gözlerinize inanamayacağınız bir olay.. Önce Google Maps yapıorsunuz, ordan Street View'i seçip, şehirlerde resmen, alenen yürümeye başlıyorsunuz. Bu artık gerçekten insanların hayatına taciz mi, tecavüz mü bilemiyorum ama, alınan haberlerde, ailelerine sigara içtiğini bıraktığını söyleyenlerin sigarayla görüntülendiği, evlerin camlarının kenarındaki kedilerin görenebildiği bir sistemden bahsediyoruz.

Yukarıda sadece ufak bir görüntüsü bulunan bu sistemi, buradan inceleyebilirsiniz. Birde tabiiki bunun nasıl çekilebildiği mevzusu var. Panaromik çekimlerin zor olduğu, 360 derece panaromik çekimlerin ise çok zor olduğu bir dönemde yaşıyoruz şimdilik.

Ama Google Amca, onuda çözmüş.. Buyrun linki burda, çalışmaları ise çok farklı mekanlarda.. Durmayın Amerikayı gezin yahu.. Elbette New York, Miami ve bazı büyük şehirler için geçerli şu anda çalışma, ama sanırım yakın zamanda her yerde olucak..
Nasıl Google Earth 2005 yazında çıktığında hayatımıza inanılmaz yenilik getirip her noktayı gösterdiyse, bu çalışmada, Amerikada kendimizi gezdirmeyi sağlıyor resmen..
Yazının devamını okuyun...

Yahoo!!'daki İstanbul Rezaleti..

0

Saat: 15:52 | Yazar: Burak Doğan


Bir zamandır, takip ettiğim Yahoo! weather olayında, çok ilginç bir durum keşfettim.. Her şehrin hava durumunu istediğiniz an alabiliyorsunuz ama İstanbul seçince yukarıdaki şekil 1-A'da gördüğünüz gibi nefret bir şekilde isimlendirmişler.. Ne yapmak lazım, önce kınamak lazım, sonra uyarmak lazım.. Bu kadar global bir sitede, böyle bir durum gerçekten çok değişik...
Yazının devamını okuyun...

2000 $'a vermedikleri kalmamış...

0

Saat: 15:45 | Yazar: Burak Doğan


2000$'a 40″ full HD 1080p Sony LCD TV, seçeceğiniz bir PS3 oyunu, 600$ lık PS3 seti ve yine sizin seçeceğiniz bir blue ray film sahibi olabilmek artık hayal değil.. Amerikada, kotaku'da amcalar yapmış, yerleştirmiş, oturtmuş olayı, helal olsun diyor, ellerinden öpüyoruz.. Burdaki maliyeti TV olmadan neredeyse 2000 doları bulurken, birde üstüne 40" full HD SONY LCD TV veriyorlar.. Alışveriş cenneti Amerika..
Yazının devamını okuyun...

Atatürk'ten Amerikaya....

0

Saat: 09:39 | Yazar: Burak Doğan

Atatürk'ün Orman Çiftliğinde 1925 yılında, Amerikan Milletine hitaben yaptığı konuşma.. İnanılmaz bir beden dili ve duruş.. Yanındaki adamda, Ankara Amerikan Büyükelçisi.. Gerçekten büyüksün be Atam..


Yazının devamını okuyun...

Roberto Carlos ve düşünceler..

2

Saat: 14:33 | Yazar: Burak Doğan


Roberto Carlos Fenerbahçe'ye geldi, mükemmel oynayacak ya da deliler gibi yayacak.. eksileri ve artıları neler, Türkiyeye neler katar, Fenerbahçeye neler katar acaba..

Mesela ilk başta eksilerinden bahsetsek.. Kronik sakatlığı olduğunu iddia edenler, şeker hastası olduğunu iddia edenler var. Sene içinde 34 lig maçının 22sinde oynayabilmiş.. Ama son 4 maçtır inanılmaz işler yapıyor Real Madridde ve belkide 1 önceki maçtaki golüyle şampiyonluğu getirdi.. Yaşı 34müş, Darülacezeden izlesinmiş maçı gibi eksileri var roberto amcamın.. Birde çapkınlık olayı var, İstanbulu görünce azıtabilir ama 5 milyon dolara 1 yılda hem azıtılır hemde top oynanır bence:)

Artılarına gelincede;
*Bir kere sayamadığımız kadar kupa, şan şöhret sahibi kendisi.. Buda demektir ki Fenerbahçe'nin Avrupadaki tecrübe eksikliğine bir nebze olsun katkıda bulunacaktır.
*Son günlerde yapılan yayınlarda gördük ki, Real Madrid'i bile toparlayan, insanları motive etmeye çalışan bir kişilik kendisi. Fenerbahçenin kaptanı hep vardı ama lideri Aziz Pierre'den beri yoktu.. Bu yönünüde inanılmaz kullanabilir kaptan olmasa bile takımı yönlendirebilir.
*Aynı zamanda kendisi inanılmaz bir profesyonel.. İnanılmaz bakıyor kendine ve Real Madrid gibi takımda 10 saniyede 100 metreyi koşan tek oyuncuymuş devre arasında.. Bu inanılmaz bir rakam.. Dayanıklılığını ya da sol bekten sağ açığa 70 metrelik nokta atışlarını anlatmaya gerek yok zaten. Birde Alex'in frikik olayı gündemden düşmüşken, frikikçiside belli oldu Fenerbahçe'nin..
*Brezilya'nın efsane takımının sol beki olan R.Carlosu dünyada neredeyse tanımayan yok.. Onun Türkiyeye gelmesi demek, herkesin Türkiyeyi konuşması demek, Türkiyeye gelmek istemeyen futbolcuların dirençlerinin kırılıp gelme şanslarının artması demek, Dünya Futbolunda Türkiye'nin gündeme yerleşmesi demek.. Ronaldo ya da Adriano 6-8 sene milli takımda oynadığı Roberto Carlos Türkiyeye gidince, alacakları mantıklı tekliflerde, Türkiyeye gelmeye gayet sıcak bakacaklardır mesela..

Bundan önce gelen yabancı çok oldu Türkiyeye.. Bugüne kadar gelmiş en kariyerli futbolcudur kendisi. En iyi futbolcu olup olmayacağını elbetteki zaman gösterecektir ama hem Fenerbahçeye hemde Türk futboluna katacakları tartışılmazdır.. İşallah diğer Türk takımlarıda bu büyüklükte transferler yaparlar ve gözlerin üstümüze çevrilmesini sağlarlar.. Daha iki sene önceki örnek.. Anelka Fenerbahçede oynarken milli takıma gidemezken, İngiltereye gittiği andan itibaren milli takıma girmeye başladı ve neredeyse ilk 11 oynuyor her maç.. Buda elbet yabancı kariyerli oyuncuların, Türkiyeye gelmek istememesindeki başka bir neden..

Turkcell Süper Lig Artık Başlasın:)



Yazının devamını okuyun...

Hastalık hastası olmak ve "secret"

0

Saat: 13:57 | Yazar: Burak Doğan


Gerçekten bazen düşünüyorum ciddi ciddi bütün dertler ve hastalıklar üst üste gelmesinin mantığı var mıdır diye.. Üstüne birde çıkar çıkmaz 10 tane türkçe çakması çıkan "secret" kitabının bunun desteklemesi düşüncelerime destek vermedi değil.

İlk önce bi hasta olursunuz, üstüne düşün allah düşün nasıl geçicek diye, bir şey daha gelir bulur sizi.. Hatta dikkat etmedikçe, bi tane daha bi tane daha derken, hasta olmasanız, hastalık hastası haline gelirsiniz yani. Ama neden ki..

Neden kanser hastalarının en büyük gelişim göstermesindeki neden umutlu olup hayata bağlı olmasıdır? Neden polyannacılık oynayanlar sizin suratınıza baka baka gülerken her seferinde başarılı olabiliyorken siz başarılı olamıyorsunuzdur?

Yada tam tersi neden bizim her istediğimiz olmuyor? Herhangi bir isteğim, ne olursa olsun çok istediğim bir şey neden olmuyor.. Neden elin gavuru sadece istiyor diye milyonlarca dolar kazanmış ki? Ya da neden kimisi sadece "istemeyi bildiği" için isteediklerine kavuşuyor.. Nasıl bir mantık bu? İstiyoram İstiyoram İstiyoraaaaaaaaaam diye bağıran ama istediklerinin yapılacağını bilen çocuklarda bu gizemimi kullanıyor mesela??

Peki bu istemenin gücü var mı?? Mesela Ahmet benden daha çok istemesini biliyor mu? Ben maç yaparken maçı kazanmayı Ahmetten 1 milyon kere daha fazla istiyorum belli, ama Ahmet kazanıyor.. Ya da Ahmet nasıl oluyorda isteyerek milyon dolarlar kazanırken hafta sonuna veya ay sonuna kadar dayanmakta güçlük çeken ben, deliler gibi istersemde beceremiyorum.. Yani kişinin isteme gücü, bu çekim yasasında bir etki yaratıyor mu? Yada bu düşünce saçmalığın daniskası mı :s

Şöyle diyelim.. Bana istemeyi öğreticek birileri lazım.. Hatta bu kitapta adı olupta isteyen birilerinden olabilir.. Veya sadece Polyanna yeterli mi??
Yazının devamını okuyun...