İzmir'in Ankara'dan ve İstanbul'dan Farkı..

9

Saat: 16:15 | Yazar: Burak Doğan


Daha güzel anlatılır mı ki Denizi Kız, Kızı Deniz, Sokakları Hem Kız Hem Deniz kokan İzmir'im..

Ankara

En iyi kalpli üvey ana! Bu şehri bu kadar yalın anlatan başka bir şey olamaz sanırım. Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana olan Ankara. Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliği, askerin bitmesini, rüşvetin gelmesini, gönderdiğiniz evrakın cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla bir şeyleri beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır. Belki denizi görselerdi beklemezlerdi. Denizi su sanırlar. Suyu görmek için göllerin kıyısına gidersiniz ama su ufka uzanmaz. Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara 'nın göllerinde. Oysa ne önemlidir suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi. O vaatker ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir. Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi. İnsanlar Ankara'da beklerler, kim bilir bekledikleri hayattır.


İstanbul

İstanbul'da ise durum daha vahimdir. Hayat sanki bir adım ötede duruyor gibidir. Doğruya doğru, dünyanın en güzel şehridir İstanbul, ama hayateli çabuk davranır. Daha siz elinizi uzatmadan işveli bir kadın gibi kaçar gider. Bu yüzden hırsla kovalarlar hayatı İstanbullular. Beklediği şeyin belki de hiç gelmeyeceğini söyleyen şeytani fısıltıya rağmen, Ankaralının dingin tevekküllü bekleyişinde bir huzur vardır. Ama İstanbullunun hırslı kovalamacasında ne huzur vardır ne de tatmin. Dünyanın en güzel şehri hemen kol mesafesindeyken kendilerini yiyip yutan bir kovalamacanın içinde kaybolur giderler. Hayat kaçar, onlar kovalar.


İzmir

Ama İzmir... İzmir'de hayat beklenmez, kovalanmaz da. O zaten sizinle beraberdir. Ufkun ötesini muştulayan bir deniz vardır. Mutlulukla dolu, sakin bir sevişmenin tadındadır körfez. Körfez vapurlarının sakin gidişinde hırslarınız yok olur, kovalamayı bırakırsınız, hatta martılara gevrek atacak kadar iyilikle dolarsınız. Ne varsa bu şehirde, bayatlamış vapur çayı bile nektar olur. Hafta sonları denize doğru bir göç başlar. "Ey hayat, biz Çeşme'ye gidiyoruz sen de arkadan gel" der İzmirliler muzipçe. Ve ne gariptir ki hayat, uslu bir çocuk gibi onların peşinden gider. Ne garip, uçak biletinin üzerinde adımın hemen yanında yazan IZM harflerine sevgiyle bakıyorum. Sabırsızım, sevgilisine kavuşacak aşıklar kadar.

Cemal Süreya

Yazının devamını okuyun...

NBA All - Stars 2009'da Bir Dev!

1

Saat: 18:14 | Yazar: Burak Doğan


Yıllardır, arkadaşlarla toplanır NBA All-Star hafta sonunu beraber izleriz evlerde.. O saate kadar artık Play Station'da NBA mi oynanır, ne bileyim boyozuna Monopoly mi oynanır bilemem ama bir şekilde zaman geçirilir.. Saatin sabırsızlıkla 03.00 olması beklenir..

Bu senede yine aynı şekilde oyun oynyarak bekledik All-Star'ın başlamasını.. Ama mevzular hep aynıydı.. Smaç şampiyonasında yapılan haksızlıklar, 3 sayı yarışmasının tadının kaçmaya başlaması, Rookies - Sophmores maçının gereksizliği vs.. Hatta yenilik önerimi de getireyim burdan NBA yönetimine, artık o kadar yabancılaştı ki NBA, Uluslararası Oyuncular ve Amerikalı oyuncular arasında bir maç da yapılabilir.. Gelelim bombaya...

Maç güzeldi falan diyenin alnını karışlarım.. 3. çeyreğin başında sızmışım zaten, Shaq'ın Duvar Howard ile geçtiği maytabı canlı olarak izleyemedim.. Maçında en güzel anı oymuş zaten.. Genelde herkes aynı görüşte. Ama bence çok daha önemli bir mevzu vardı maçta:



Bu adam, NBA'in gelmiş geçmiş All-Star'a en çok uyan adamı.. Baby Shaq, Vince ve Jason Williams'a paso kartı versinler bence, yıllarca onlar oynasın, şenlendirsin ortalığı.. Yoksa bu All-Star Tim Duncan'ın panyalı şutlarıyla, Ming'in topu potanın içine bırakmasıyla olcak iş değil.. Resmen sıkıldım yahu.. Nerde o eski All-Starlar demek istiyorum...

2 uzatmalı oynanan Jordan'ın son All-Star'ı..
1998-1999 All-Star'ları..
1993-1994 All-Star'ları..

Oturalım onları izleyelim bari.. Maçı anlatacağımı zannediyorsanız, yukarıyı bir daha izleyin, çok daha güzel zaman geçirin bence..
Yazının devamını okuyun...

2002'de Milli Takıma Turk Hava Kuvvetleri'nden Anlamlı Karşılama

1

Saat: 14:28 | Yazar: Burak Doğan

İnanılmazmış! Bu videoyu bugün gördüğüm için kendimden utanıyorum! Oturdum, izledim, tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu.. Milli Takım, 2002 Dünya Kupası'ndan dönerken, kazandığı 3.lükten sonra, Türk Hava Kuvvetleri, 2 adet F-16 ile havada karşılamış uçağı.. O anda olanları görebilmek, uçağın içerisindeki futbolcuların hayrete düşmelerini izlemek, 20 yaşlarındaki Emre'nin tepkilerini görmek.. Anlatılmaz yaşanır.. 6 Dakika boyunca izlenir..




Yazının devamını okuyun...

Benzine Zam!

0

Saat: 13:01 | Yazar: Burak Doğan


Hayır hayır önemli olan benzinde indirim olması vs değil.. Benzinde indirim yapılabilir, kaldırım yapılabilir.. Sadece önemli olan bir nokta var ve bu artık rahatsız etmeye başladı beni.. Allahtan bu şekilde kanıma dokunan şeyler oluyorda, ayda 1-2 kere de olsa sıkıştıra sıkıştıra yazabiliyorum.. Size Sabah gazetesinden iki haber ayrıntısı veriyorum:

1. Haber: Geçen hafta benzine 5 kuruş zam yapan akaryakıt şirketleri, bu hafta biterken 4 kuruş daha zam yaptı. 95 Oktan kurşunsuz benzin İstanbul'da 2,88 Türk Lirası'ndan 2,92 liraya yükseldi. Ankara ve İzmir'de ise benzinin litre fiyatı 2,87'den 2,91'e çıktı.

Petrol varil fiyatının 42 dolar seviyesinde bulunmasına rağmen, İstanbul'da Petrol Ofisi ile OPET istasyonlarında kurşunsuz benzin 2,92 TL'ye çıktı. Firmalar, petrol varil fiyatı 140 dolardan 35 dolara gerilediği dönemde küçük indirimler yapmıştı. Şu günlerde petrolün varil fiyatındaki yukarıya doğru küçük hareketler pompalara büyük zamlar olarak yansıyor. Araç sahipleri, pompa fiyatlarındaki hareketliliği 'kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar.' sözleriyle yorumladı.
Kaynak: Sabah

2. Haber: Hampetrol fiyatlarındaki düşüş, araç sahiplerinin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Geçen hafta yaşanan üç indirimin ardından akaryakıt pompa fiyatları bir kez daha düştü. Son 10 gündeki dördüncü indirimle birlikte pompa fiyatları 6 kuruş daha ucuzladı ve 1 litre 95 oktan kurşunsuz benzin 2,91 YTL'den satılmaya başlandı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, geçen hafta yaptığı açıklamada, döviz kuruna bağlı olarak akaryakıttaki indirimin devam edeceğini açıklamıştı. Bu çerçevede sabah saatlerinde yapılan ayarlamayla 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı, Haziran 2006 seviyesinin de altına indi. Söz konusu ürün 28 Haziran 2006'da yapılan zamla ilk kez 3 YTL'yi aşmış, 2,97 YTL'den 3,04 YTL'ye yükselmişti.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün akaryakıta yansıtılmaması önce Başbakan Erdoğan ardından EPDK tarafından eleştirilmişti. Eleştirilerin ardından peşpeşe üç indirim yapılmıştı. 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi 3,21 YTL'den 2,97'ye düşmüştü.

Bugünkü indirimle birlikte söz konusu ürünün fiyatı son 10 günde toplam 31 kuruş gerilemiş oldu. Dolayısıyla 10 gün öncesine kadar, 50 litrelik bir depoyu doldurmak 15,5 lira kadar daha ucuzladı. Uluslar arası piyasalarda bir ara 150 dolara kadar tırmanan ham petrolün varil fiyatı, küresel krizin ekonomileri sarsmaya başlamasıyla birlikte düşüşe geçti. Uluslar arası piyasada Brent tipi ham petrolün varil fiyatı sabah saatlerinde yüzde 1,6 kayıpla 50 dolar civarında seyrediyordu.
Kaynak: Sabah

Yani olay şu ki, 2. haberde Başbakan kalkıyor diyor ki, indirin şu fiyatları fiyatlar da iniyor.. Ama zammı akaryakıt şirketleri yapıyor! 1. Haberde ise zammı sadece akaryakıt şirketleri yapıyor.. Yani benzin çeşmeden aksa, üstündeki verginin 1,50 TL olduğunu kimse bilmiyor sanki.. Üstündeki vergiler uygulanmaya devam ediliyor, KDV'nin ÖTV'si alınıyor kimse ses çıkarmıyor, sonra akaryakıt şirketleri yine zam yaptı.. Aman yahu, sıtkım sıyrıldı!
Yazının devamını okuyun...