Mevlana'nın Bile Kemikleri Sızladı!
Saat: 09:19 | Yazar: Burak Doğan
Bu mudur Avrupa Birliğine girmek istediğimizin göstergesi? İnsanların gözünde bir şeyler ifade edebilmemizin, kendimizi tanıtabilmemizin en iyi yolu bu mudur?? İçinde olduğumuz sene Mevlana yılı ilan edilmiş, toplantılar konferanslar gırla, bizde bi şans kendimizi daha iyi tanıtırız diyoruz, karşımıza, Paris'te yapılan konferans çıkıyor UNESCO çatısı altında ve biz giderken, beyaz çorabımızı çekip, ayakkabılarımızın arkasına basıp, sandalyede bağdaş kuruyoruz!!
Dünya'nın neresinde br uygar insanın davranışıdır bu allah aşkına? Sanki, buradaki toplantılarda, başbakanının karşısında, ayakkabılarını çıkarıp bağdaş kurup oturabiliyor zat-ı muhterem..
Kendisi Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar! Uzun yıllar Konya Meram Anadolu Lisesi'nde Din Kültürü öğretmenliği yapmış, İmam Hatip Lisesi Mezunu. AKP'nin iktidarıyla İl Kültür Müdürlüğüne atanmış. Sonra milletvekili aday adayı olabilmek için istifa etmiş, milletvekili adayı bile olamayınca görevine geri dönmüş! Bence az bile olmuş, keşke kendisi milletvekili olsa, hatta bakan olsaymış.
Ne olur söyleyin bana, bu görüntüler bize yakışıyor mu? Böyle insanlar bu makamlara nasıl gelebiliyor? Biz muasır medeniyetlerin seviyesine ulaşmaya mı çalışıyoruz, yoksa artık bırakın bu hayalleri, özümüze dönelim, biz neysek oyuz, eski yaşam tarzımıza, yüzyıllar öncesine dönelim, rahat raat yaşayalım mı.. Ne o globalleşen dünya falan?? Haram onlar haram. Değil mi??
Etiketler:
Güncel,
Konya,
Kültür,
Mevlana,
Müdür,
Turizm,
Unesco
|
Medeni olmak yalnızca görsel unsurlara mı bağlıdır? Medeni olmak yalnızca batılı bir insan gibi mi olmaktır? Burada adı geçen şahsı savunacak değilim ancak bizdeki bu anlayışa mantıklı bir kulp takma hevesini anlamıyorum. Sadece varsayımlar üzerine konuşuyorum; belki o konferans 5 saat sürdü, belki o kişinin öyle oturmasını gerektirecek bir rahatsızlığı vardı.
Bir insanın diğerlerinden farklı hareket etmesinin yanlış olduğunu söylemek ne kadar doğru?
"Globalleşen dünya? Haram?" Bu nasıl bir anlayış ki o davranıştan bu fikir çıkarılıyor?
Bence insanların neyi, nasıl yaptığını eleştirmeden önce bir imla klavuzu edinin.
Uygar olmak bir yerden sonra görsel unsurlara bağlıdır malesef.. Medeni dünyada, ayağa kap olsun diye kullanılan nesnenin arkasına basılarak dolaşılmaz, UNESCO'nun yaptığı, herkesin takım elbise ile katılıp, giyimine dikkat ettiği bir yerde, protokolde olan bir insan bağdaş kurup oturmaz, oturamaz.. Malesef bu, tamamen uygarlıkla ilgilidir..
Toplantı isterse 25 saat sürsün.. Toplantıdan çıkarken, hiçkimseye derdinizi anlatmanız gerekmez, çıkar gider, nefes alır gelirsiniz veya kendinizi bir şekilde dinlendirirsiniz.
Aynı zamanda hayatımda hiçbir hastalık duymadım ki bağdaş kurmayı gerektirsin.. Ne olur biraz gerçekçi olalım..
Bir insanın, katıldığı ortamdaki insanlardan negatif bir şekilde farklı hareket etmesinin yanlış olduğunu söylemek sonuna kadar doğru.. Eğer biz bunları göstermezsek, bunlar ve daha fazlaları yapılmaya devam edilecek, medyada zaten üstü kapatılan konular daha da sümen altı edilecek.. Birilerinin çıkıp bunları göstermesi lazım.
Yoksa, birileri gelir, bir anda çıkar, Malezya'ya çevirirverir ülkemizi..
tusuldan gördüm:
"2007 Mevlana yılı, ama bizimkiler hala Mevlana zamanında yaşıyor.. "
!!!!???!!!! doğru niye bağdaş kurmuşki o adam?! Mevlana döner sandelyede oturuyodu zaten.
Bu arada sokaga işeyen Sözde Atatürkçü Chp partisinin milletvekilinin yaptığı ayıbı aynen Akpyle fazlada yakın olmasa da yaptıgınız bu şahısla ilgili aynı haberden yapmanızı rica ediyorum.
Bakalım ne kadar objektif davranabiliyorsunuz..
Yoksa Avrupa birliğine girmek sokakta işemek mi?
İşemek kelimesini her ne kadar sevmesem de bu kelimeyi kullanmak zorundayım.
Ha bu arada Chp milletvekilinin yaptıklarını görünce hangi ülke aklınıza geldi eminim Malezya ve ya İran değil de medeni şehirler Paris,Londra,New york gelmiş olabilir mi?
Sizin ricanızla buraya yazı yazılmayacak ve sizin istekleriniz doğrultusunda bu blog güncellenmeyecektir Selim Bey. Burada, her CHP ya da AKP ya da MHP milletvekilleri veya onlara yakın müdürlerin haberini taşırsam, benim kişisel güncem, yolsuzluk, densizlik, dokunulmazlık gibi kavramlarla dolar taşar. Bunun önlenmesi için yapılabilece birşey varsa, oda dokunulmazlığın kaldırılması ile milletvekillerin haklı veya haksız yönlerinin ortaya çıkarılması olur, ama bu yinede benim haberi buraya taşıyacağım anlamına gelmez.
Ben dikkatimi çeken, incelemek istediğim konuyu alırım, yazarım, incelerim. Beni, çişini bile tutamayan adamın ödeyeceği 100 milyon ilgilendirmez. Hele bu bir milletvekili ise, dünyanın her medeni ülkesindeki gibi çıkar, istifasını eder, bizde çıkar hiç olmazsa adammış deriz. Yazıya yapılan yorumda yazıldığı gibi, bende "kesin oralarda umumi hela bulamamıştır, hem ya bir rahatsızlığı varsa" diye saçma savunmalarda bulunmam.
Malesef tekrarlayacağım gibi, yazılmaya değer verdiğim şeyi yazar alır incelerim. Eğer sizinde bu şekilde göstermek istediğiniz yazılar var ise, yazın altına yorumunuzu, verin linkinide memnuniyetle yayınlayayım.
Bu arada muhtemelen, Cumhuriyet Halk Partisine sözde Atatürkçü diyen ender kişilerden biri olduğunuzun farkındasınızdır sanırım.
Ha bu arada, Mevlana haberinin kişisel yorumumu yazıp, bu haberin yorumunu yazmadığım için objektif olmuyorsam, bu işte bir terslik var demektir..
İster yazın ister yazmayın umrumda değil bu arada blogunuzun adını değiştirin daha uygun olur.
Dünden bugüne Chp...
Bundan sonra bu bloga yorum yazmayacagım dediğim gibi sözde Atatürkçülerle işim olmaz.
Aynaya bakın Kemalistliğinizi sorgulayın ülkemizde ne hikmetse herkes bu kelimenin arkasına sıgınıp her türlü haltı işliyor..
Size iyi yazılar..Ne oldu farklı bir düşünce ortaya koyunca niye sinirleniyorsunuz hani farklı düşüncelere saygınız vardı .Demek ki hepsi sözde...
Sizin yaptığınız bir düşnce ortaya koymak değil, beni yazacağım yazılar için yönlendirmektir Selim Bey. Herhalde farkındasınızdır? Blogumun adıda benimle alakalıdır, yazdıklarımda..
Ben size yalvarmıyorum yorum yazın diye zaten. Eğer yazıma yorum yazmak isterseniz, gelip yazıyorsunuz, bende cevap veriyorum.. Düşüncelerinize saygılıyım, ama bırakında ne yazıp ne yazmayacağıma ben karar vereyim..
Eğer siz bunların olduğu bir blog görmek isterseniz, açarsınız bir blog, ki varsada yazmadığınız için bilemiyoruz, bizde onu takip ederiz, istediğiniz konuyu yazdığınız zaman yorum yaparız, geçinir gideriz..