Fenerbahçe ile Düzelen Sinir Yapım..

0

Saat: 09:55 | Yazar: Burak Doğan

Uzun süredir şöyle oturup yazamıyorum.. Yoğunum, işten, okuldan vs'den.. Gerçekten kafamı kaşıyamayacak haldeyim. Hesapladım, 8-10 pazardır ilk defa pazar günümü evde geçirmişim.. Resmen kendimi Nirvana'ya ulaşmış hissettim.. Ailemle uzun zaman sonra geçirilmiş bir hafta sonu, beni gerçekten rahatlattı. Evde tembellik yapıp o yataktan bu yatağa atlamak gerçekten ne kadar güzelmiş, onu hatırladım. Birde üstüne Fenerbahçe galip gelince, kaymaklı ekmek kadayıfı.. İncelemesini yapamadığım, Şampiyonlar Ligi (CSKA) maçından başlayıp bu hafta sonuna kadar şöyle bir bakalım neler olmuş Fenerbahçemde..

CSKA maçı, Fenerbahçe'nin gruptan çıkabilmesi için inanılmaz önem arz ediyordu. Sonuçta Inter, gruptan lider çıkmayı garantilemiş, PSV deplasmanına bizim maçta bilerek gördükleri sarı kartlar eşliğinde eksiklerle gitmişlerdi. CSKA'da ligleri biteli 1 ay olmasına rağmen bir anda Yunanistan'da kamp yapma ihtiyacı hissetmişti.. Gergeinlik yükseliyordu ama, Fenerbahçe taraftarı artık takımına güvenmeye başlamıştı bi kere.. Maç günü geldi çattı..

Bugüne kadar, Fenerbahçe takımı hiçbir zaman Avrupa Kupası maçlarında güven vermedi. Ben, bugüne kadar hep aynı şeyi söyledim: Bu takımın Avrupa Kupalarında başarılı olması için 3 oyuncunun gitmesi gerekir. 1- Rüştü (En gereksiz golleri bu maçlarda yer. Bknz: Fenerbahçe - Olympiakos ve Porto - Beşiktaş) 2- Ümit Özat. (Şampiyonlar Ligi'nde asla Ligde oynadığı gibi oynamaz, ortaları stad dışına yapar, mutlaka maçlarda hata yapar.) ve 3- Alex ( Ligde oynadığı gibi asla oynamaz, hep saklanır ve biter gider) idi..

İlk 2 saptamam doğru çıktı.. Ümit'in yeri, normalden farklı bir oyuncuyla doldu, oraya girmiyorum bile. Volkan bu sene kendine geldi, inanılmaz işler yapıyor, Rüştü'yü hiç aratmıyor.. Ama iş Alex'e gelince orda durmak gerekiyor..

Alex, bu sene, geçen 3 senenin aksine, inanılmaz top oynuyor.. Ligde, Şampiyonlar Ligi'nde onu durdurmak için çırpınıyor herkes, o yine bir şekilde asistini yapıyor, golünü atıyor. Inter maçında harikalar yarattı, PSV maçında öyle ve CSKA maçında en üst noktaya ulaştı.. Golde verdiği pas ve elbette attığı inanılmaz gol.. Zaten bu 6 maçlık performansı ile, Şampiyonlar Ligi'nin en iyi 11'ine girdi Alex, Roberto Carlos ve Zico ile beraber..

Peki Alex'i bu derece değiştiren neydi? Kimisi Kaptan olması diyor, kimisi parasının 1,5 katına çıkarılması.. Ama bence çok farklı bir nedeni var: Roberto Carlos'un takıma gelmesiyle beraber, ülkesindeki gözlerin onun üzerinede çevrilmesi ve milli takım için kendisine çok iyi bir şans yaratması.. Roberto Carlos ve Zico zaten Brezilya'da kral. Hatta Carlos'un takıma gelmesinin en büyük nedenlerinden biri Zico. Edu bile milli takıma çağırıldı, dolayısıyla Brezilya'da gözler artık Fenerbahçe'de. Ligdeki başarı elbette önemli ama, büyük maçlarda kendini ortaya koyabilirse Alex, tekrar milli takıma gidebilir.. Ki bu gidişle, bu istatistiklerle çok da zor görünmüyor. Herşey Dunga'nın iki dudağının arasında..

CSKA maçıda, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde diğer maçları gibi oldu.. Fenerbahçe'nin güçlü orta saha, tek forvet oyununa sol kanat destek verdi, Alex'in mükemmel golüne ve asistine, Uğur 2 golle destek verince maçın sonucu 3-1 oldu. Uğur, belkide Fenerbahçe'ye geldiği ilk günden beri en iyi oyununu oynarken, takımda Alex'in iyi oynadığı zaman neler yapabildiğini herkes görmüş oldu..



Bu maç ile birlikte, Fenerbahçe'nin kasasına giren para 10 Milyon €.. Daha önümüzdeki maçın katılım parası, reklam geliri, yayın hakkı, kazanılan puan hakkı yok daha ortada.. Ne kadar büyük bir maddi kaynak takımlara.. Keşke her takımımız başarılı olsa.. Maliye Bakanı'nın dediği gibi "Fenerbahçe Cari Açığı Kapatsa"..

Bu moralle, aynı zamanda yorgunlukla pazar günü, Fenerbahçe'ye her zaman ters gelen (belkide adıyla alakalı: "Fener" Bahçe.. Fener bu, gece yanar gündüz söner dedemin ifadesiyle:D) gündüz maçıyla, ve Gençlerbirliği deplasmanında bir maç.. Gerçekten zor..

Yine 10. dakikada yenilen gol.. Yine geçen seneki gibi "ilk penaltı taca atılsın" tartışmalarını gündeme taşıyan, verilmeyen 2 net penaltı.. Fenerbahçe'ye çıkan yağmur gibi kartlar, Gençlerbirliğinde palavradan atlamalar zıplamalar.. Ama hakeme karşı çıkan bir Semih.. Hayatında belkide ilk defa uzaktan attığı bir gol ve Zico'nun oyuna müdahalesi.. Bunlar ufak şeyler gibi ama çok önemli..

Zico'nun artık oyuna müdahale etmeye başlaması, hemde doğru hamlelerle müdahale etmeye başlaması çok önemli.. Belkide stajerlikten artık çıktığının göstergesi.. Semih'in ise, her gün futboluna yeni bir şeyler katması.. İlk vurduğu top zaten süper, ama vurduğu kafada bir o kadar beceri gerektiren bir vuruş..

Herşeyden önemlisi.. Fenerbahçe pes etmiyor, göze hoş futbol oynuyor ve GÜVEN VERİYOR.. Fenerbahçe bu şekilde futbolunu sürdürebilirse ve, sadece bu sene gruptan çıktığı gibi değil, seneyede bu başarıyı tekrarlarsa, her maç 55.000 seyirci tıka basa doldurur stadı.. CSKA maçı gibi 4 Milyon YTL bırakır stada, 500.000 YTL bırakır Fenerium'lara.. Etraftaki esnafta da o gece 3 Milyon YTL gibi bir piyasa oluştuğu söyleniyor.. Bunlar inanılmaz rakamlar..

Başarı, ekonomiyi güçlendirecek, ekonomi başarıyı getirecektir. Yeterki oyuncular başarıyı istesinler ve İSTEDİKLERİNİ GÖSTERSİNLER. Taraftar artık bunu istiyor..

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

Yorum Yok!?!

Yorum Gönder