Amerikayı Colomb mu Kesfetti Saniyorsunuz?

4

Saat: 14:04 | Yazar: Burak Doğan

Arkadaşlar.. Bunlar gerçekten ardı ardına gelddiğinde insanı etkileyen şeyler. Bu yazıyı okuduktan sonra, Türk'ün her yerde ayak izinin olabileceğini, hiçbir zaman savaşmaktan vazgeçmeyeceğini, hayatı boyunca göç edeceğini ve yaşadığı ortama kalıcı birşeyler bırakma isteğini hissedeceksiniz ve gözlerinize inanmakta zorlanacaksınız.. BUyrun burdan alalım sizi..

Siz simdi saniyorsunuz ki, Amerika'yi Christophe
Colomb kesfetti, degil MI?

Dinleyin...

Ekip toplanıyor İdris, İlyas, Temel, Süreyya, Fadime...v.s.
Biniyorlar takaya.. İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Cebelitarık.. Derken günler, haftalar, aylar, sular, seller sonra çıkıyorlar bir karaya.
'Ule..Daaa biz nereye celduk' derken.... 'tam tam' sesleri arasında yerliler karşılıyor bizim ekibi.
Yerlilerin reisi bir hosgeldin meyvasi olarak kocaman bir erik uzatıyor.

Temel böylesine bir erik ne yemis, ne de görmüş; ve ısırıyor. Sonra diyor ki... 'AmmaERIKYa' , işte, kıtanın adı burada konuluyor... 'Amerika'

Yerliler bizimkilere bir yer tahsis ediyor, burada takılın, bakın başınızın çaresine diyorlar. Bizimkiler bildikleri bütün tarım tekniklerini, mısır, patates, tütün, fındık, ayçiçeği deniyorlar, ama tutmuyor. En sonunda sadece karalahana başarılı oluyor ve kara lahana ticareti başlıyor ve gittikçe çoğalıyorlar. Temelin bu arada çok gıcık kaptığı bir şey var, yerlilerin tam tam sesleri.
Bıçak kemiğe dayanınca, 'çıkarın DAAAA' diyor, ve kemençeleri çıkarıyorlar.. Gıy gıdı gıy gıdı gıy gıdııı. Bu sefer yerliler çok gıcık kapıyor ve hepsini yere yatırıp kemençeleri k.çlarına sokuyorlar.
Neticede hepsi kıçında bir kemençe ile dolaşınca bölgenin adı oluyor 'ARKANsaz'

Bu işten çok gıcık kapan Temel, başlıyor kuzeye doğru ekibi yürütmeye. Ekibin bir kismi, bu yone itiraz edince başliyor güneye yürümeye. Gittikleri yerlerde yine karalahana ekimine devam ettikleri için bir taraf oluyor 'KUZEYKARALAHANA' ve diğeride 'GUNEYKARALAHANA'

Sonrasında vardıkları ilk yerde Temel 'Arkadaşlar, bu sazlari ne yapıp edip kıçımızdan çıkartacağız' diyor. Hepsi birbirininkini çekip çıkartıyor, ammmaaa ne ettilerse Temel'in ki
çıkmıyor. Bölgenin adı oluyor, 'TEKSAZ'

Sinirlenen Temel, bir sonraki bolgede 'Benim sazıda mutlaka çıkartacağız' diyor. Uğraşıp didişip, çekip çikartıyorlar ammmaaa, ortalık oluyor kan revan.. Bölgenin adı oluyor 'KANSAZ'

Sular dağlardan o kadar gürültülü akıyormuş ki, Temel diyor 'bu NE yaygara, NE yaygara' oluyor orası 'NEYAYGARA'

O kadar kemençe k.çlarına girip çıkınca, o kadar da Kara Lahana yiyince, Lazlar çıkartıyor gaz, bir sonraki bölgenin adı oluyor 'LAZVEGAZ'..

Fakat Temel, kan kaybından dolayı zayıflamaya başlıyor ve dal gibi kalıyor. Bu yüzden bir
sonraki bölgenin adı oluyor 'DALLAZ'

Bir sonraki bölgede ise, iplik gibi kalan Temel için bir insan bundan daha zayıf olamaz deniyor.
Aha iste orasi 'LAZENCILIZ'..

Ya.. Siz ne zannetmiştiniz..

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

4 Yorum

  1. Ömer |

    yani diyecek ne bir kelime ne de bir söz bulamıyorum (bulduklarım ancak bu kadar :P) saygıyla hürmetle eğiliyorum emeği geçen Dursun Temel ve yaverleri önünde :P

     
  2. Burak Doğan |

    Temelde Dursunda memleketimin ücra köşelerinden gelip Anadoluyla özdeşmiş insanlar.. Amerikayla özdeşleştiğine neden inanamıyoruz ki:D

     
  3. Ömer |

    değil mi ama :P

     
  4. Burak Doğan |

    Eğitim Şart!:D

     

Yorum Gönder