Bütün Kazlar İzmir'de Toplandı

2

Saat: 10:18 | Yazar: Burak Doğan

Geçtiğimiz Cuma günü, İzmir Atatürk Kültür Merkezi Adnan Saygun Salonu'nda, "Bütün Kazlar Toplandık" adlı gösterisiyle şehrimize uğrayan Alem FM DJ'i Nihat Sırdar vardı.. Her sabah, gündemin önemli haberleriyle insanları burnundan solutarak hemencecik uyandırmayı sağlayan Sırdar, belirli bir süredir yaptığı gösterisini İzmir'de yapmaktan "gurur" duyduğunu söyleyerek başladı gösterisine.. Tabii bana da gösteri hakkında yorum yapmak kaldı oralara kadar gidince...

Atatürk Kültür Merkezi zaten bu tip organizasyonlar için biçilmiş kaftan. Yazın olsa Fuar Açıkhava Tiyatrosu elbette farklı bir ambians ama, AKM, İzmir'deki ender başarılı salonlardan. Dolayısıyla salona giriş çıkışta sorun olmadığı gibi, yerleşimdede sorun yaşanmadı, herkes yerini buldu oturdu.. Ortalama 400 kişilik salon, tıka basa doluydu. Buda İzmir'lilerin, bütün hafta boyunca Deniz Baykal'dan daha iyi muhalefet yapan Nihat Sırdar'a gösterdiği saygı ve sevgiden kaynaklanıyordu..

Sahneye ilk bölümde siyah t-shirt ve siyah pantalonla çıkan Sırdar, "genelin aksine" sahnenin ortasına bir siyah deri koltuk değil, bir klozet koymuştu.. Özellikle ilk bölümde üzerine oturup anlattığı bir sürü mevzuu olan bu aygıt, gösterinin bir bölümündede başrole oturuyor. Bununla beraber sahnede 2 ayrı sandalye, fotokopisi çekilmiş gazete küpürleri ve önemli bir kısmı oluşturan barkovizyon perdesi bulunuyor..

Ve ilk bölüm başlıyor. Nihat Sırdar bir siyah deri koltuğa sallıyor, bir "stand-up" lafına sallıyor meddahlığını ilan ediyor.. Biraz konuşup ortadaki klozetle ilişkisini anlatıyor ve buralar çok güzel gidiyor.. Ama dikkat, en sağlam espriler bu ilk anda çıkıyor. ondan sonrasında çünkü bence sorun var. Özellikle benim yaş grubum için klişe bir oyuna dönüyor.

Çünkü yavaş yavaş oyun, barkovizyondan yayınlanan görüntülerle ve kağıttan okunan gazete küpürleriyle geçmeye başlıyor.. Küçük çocuğun küfürlü Hugo macerası, İstiklal Marşını okuyamayan 4 kişi .. Hep bilindik kareler.. Mesela bunların içinde devekuşunu mikrofonla döven Çağatay bile var. Bildik manzaralar yani. İlk başta eğlenmişken, ilk yarının sonlarına doğru performans bu klişelerle düşüyor, ara olsada, 2. devre başlasa, her sabah yaptığı gibi siyasilere giydirse diye bekliyorsunuz. Ara geliyor ve 2. perde..

2. perdeye yine simsiyah, ama Gömlek ve kumaş pantalonla geliyor Nihat Sırdar.. Tamam diyorsunuz, artık her sabah yaptığını yapmaya başlayacak. Ama yine yok.. Yine görüntülerden oluşan bir perde, eski kültür bakanı Atilla Koç'un her yerde izlediğimiz uyuma görüntüleri, gazete küpürleri ve mahkeme anıları ile bir perde daha geçiyor.. Her gün aldığınız performansı bekliyorsunuz, ama alamıyor birde üstüne sıkılmaya başlıyorsunuz. Ve bu şekilde bittikten sonrada keşke sabah programını buda canlı yapsaydı daha iyiydi diyorsunuz..

Sadece Nihat Sırdar'a iki öneri burdan..

1- Radyoda nasıl program yapıyorsa o üslupla devam etsin.. Bir anda ağzından çıkan küfüre yakın sözler, anında havayı değiştiriyor. Belki insanlar gülüyor ama, Nihat Sırdar ile özdeşleşmeyen kavramlar olduğu için, olayın çehresinden çıkıyor..

2- Gazete küpürlerinden okumayı bıraksın.. Ezberlesin yani illaki bir şeyleri anlatmak istiyorsa.. Ama 10 dakika boyunca o fotokopileri okumak hiç hoş değil.. Ben bütün gün nette okuyorum zaten..

3- Bir konu üzerinde 10 dakika durmayı bıraksın.. Atilla Koç'un her yerde uyuduğunu Başbakan bile biliyor. Ama biz 15 dakika boyunca bu görüntüleri izlemeye gelmedik ki?

4- Teskin değil telkin..

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

2 Yorum

  1. Goddess Artemis |

    Bu "gazete manşetlerine bakıp da yorum yapma" tribini, tüm sunucu/showman/stand-up'çılar 80'lerde Ferhan Şensoy üstadın "Ferhangi Şeyler"inden öğrendiler.

    İşin üstadını izledikten sonra, "tavşanın suyunun suyu" 8. sınıf kopyaları izlemek anlamsız geliyor bana ve izlemiyorum hiçbirini.

     
  2. Burak Doğan |

    Ama bu bakıp yorum yapma da değil.. Alıp okuma ve okuyunca gülme yani.. Sıktı beni nerden bileyim.. Gülme krizlerine girmek için gitmedim ama, en azından kendisi olmasını beklerdim, olamadı..

     

Yorum Gönder