Türban İlk Defa Alehte İşliyor!
Saat: 11:33 | Yazar: Burak Doğan
Bunu görmek çok zor değil.. Bu yazıyı yazmadan önce kafamda tasarladıkalrım belki bir komplo teorisi ama bana gerçekten çok mantıklı sonuçlar çıkıyor sonunda.. Düşünsenize bir kere, AKP, farketmeden türban sorunundan ilk kez puan kaybedecek. Hem AKP hemde türbanda puan kaybedecek kelimeleri aynı cümlede.. Evet aynen o şekilde.. Başlayalım irdelemeye..
Türban sorunu bilmem kaç yıldır var ve herkes çözüm bulmak için uğraşıyor deniliyor. Bunu daha çok, iktidara gelmek isteyen sağ görüşlü partilerin bir politikası olarak görebiliriz. Çünkü yıllardır bu sorun çözüme kavuşturulacak denerek meydanlara çıkılır, din kullanılır, insanlarda her seferinde başkasına inanır. Zamanında bu anayasa değişikliği yapılacak dense DYP'de destek kararı çıkarırdı, ANAP'da.. Hatta geçmişte olsa MHP bu işe yanaşmazdı ya şimdi gelelim olayların gelişimine.
YÖK Başkanı atanasıya kadar ortada türbanla ilgili bir gelişme yok. Yıllardır olduğu gibi kullanılmaya devam ediliyor, çözüm bulacağız denerek insanlar kandırılıyor ve oy potansiyeli çalınmaya devam ediyor. Çünkü türbanı ortaya çıkardığınız anda diğer geriye kalan her şey unutuluyor ve ülkenin gündemi haline geliyor. Şu anda felç geçirmekte olan ekonominin unutulduğu gibi. Neyse. YÖK Başkanı atanıyor, bir süre sonra açıklama yapıyor türban üniversitelere girebilmelidir diye. (Burada bir parantez açma zamanı. YÖK Başkanı Cumhurbaşkanı Gül'ün tabiri caizse yandaşı ve Tayyip Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmaya çalışıp parti yönetimindeki tekeli değiştirmek isteyen Gül için çok güzel bir seçenek. Cumhurbaşkanı seçildiğinden beri Tayyip Erdoğan kadar popüler olmaya başlayan Abdullah Gül, rüştünü ispat etmeye çalışıyor!) YÖK Başkanı bu açıklamayı yaptıktan sonra İspanya semalarından bir cevap geliyor aslında: "Velev ki siyasi simge olsa..."
Herkes "demekki ekonomi kötü gidiyor, yine türban çıktı ortaya" derken, bu sefer hiç beklenmeyen bir şekilde, bugüne kadar olmayan bir şekilde ortaya MHP çıkıveriyor. Hatta seçim öncesi söylediği sözlerin bir kısmını Yılmaz Özdil'in bu yazısında derlerdiği gibi;
*"Başbakan’a Türk milleti adına sormak isteriz... Siz önce nasıl bir Türkiye istediğinizi, nasıl bir kamuoyu özlemi içinde olduğunuzu, neyin peşinde koştuğunuzu anlatın."
*"Karanlığı kendi siyasi çizgisinde araması gereken Başbakan..."
*"Kaçışın, kurtuluşun yok. Mutlaka hesabını vereceksin. İster Türkiye’de bir yere saklan, istersen okyanus ötesine kaç, nereye gidersen git, seni alıp, Türkiye’ye getireceğiz."
cümlelerini bile kullanıyor. Ama aynı MHP bir anda kalkıp türban konusunda bizde desteğiz demeye başlıyor.
İşte zurnanın "zart" dediği nokta burası. Bir kaç yerde, bunu açıklamak için basına sözde çalışmalar sızdırıldı. Bunların içinde MHP'nin oy portföyünde de bir sürü türbanı destekleyen insan olduğu ve bu düşünceyi artık destekleme kararı aldıklarına yönelik düşünceler ortaya atıldı. benim düşüncem ise çok daha farklı, AKP'yi KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK.
Çünkü hiçbir zaman, AKP bu kararı tamamen almak için çalışma başlatmadı. Herhangi bir düzenleme üzerine kafa yormadı, hangi cümleyi ne şekilde çevireceklerini hesaplamadı, yeni Anayasa'da mı değiştirse, şu ankini mi revize etse diye bir düşünceyi aklının ucundan bile geçirmedi. Çünkü amaç her zamanki gibi, bu meseleyi kullanarak gündem yaratmak, diğer meseleleri saklamaktı. (Her ne kadar fanatik bir Fenerbahçeli olsam da Aziz Yıldırım'ın kaybettiğimiz önemli maçlardan sonra ortalığı maç dışındaki farklı yönlere çekerek gündem değiştirmesi gibi. ör: merdiven boşlukları!) Ama bu türban meselesini geçirmeyi hiçbir zaman düşünmeyen AKP bulduğu bu destekle köşeye sıkıştı ve bir anda ortaya Anayasayı değiştiriyoruz durumu çıktı.
AKP, bu teklifi kabul etmeseydi, kendi kendini feshetmesi, partiyi kapatması gerekirdi, çünkü zaten bütün oyunları bu ve bunun üzerindeki konulara yoğunlaştırmış durumdalardı. Düşününce, dün gece oylaması yapılan bu Anayasa değişikliğinin karar süreci kaç gündür? Hele böyle önemli bir konuda belkide aylarca tartışılması, orta yol bulunması gerekirken, her türlü platformlarda insanlar görüşlerini bildirmesi gerekirken, "Velev ki siyasi simge olsa ne olur" dan bugüne kadar olan sürede Anayasa değişikliği oylandı. Bu da AKP'nin hazırlıklı olmadığının en güzel göstergesi. Zaten dün Cemil Çiçek'in bile konuşmasında: "Haydi daha iyi tekliflere de açığız, buyrun gelin sizin istediğiniz şekilde değiştirelim" demesi, bunun en güzel göstergesi diye düşünüyorum.
Birde olayın MHP tarafı var. Açıkçası oylarının bir kısmını aldığı "Baykal Sevmeyenler" grubundan artık o oyları alması imkansız bu durumlardan sonra. Düşünün ki Hıncal Uluç bile MHP'ye oy vereceğini söylemişti yazısında bir Baykal Sevmeyen olarak.. Tabii o sıralarda Bahçeli Gaziantep'te şu sözleri sarfediyordu:
"Başbakan’a sesleniyorum...
Hangi diyetin gerçekleşmedi?
Hangi emellerin yarım kaldı?"
O zamanlarda hiçkimse, bu soruyu, hangi emelin yarım kaldıysa yardımcı olalım şeklinde anlamadı, anlayamazdı da.. Sadece kendisi biliyormuş demekki bu sorunun cevabını..
Bakalım daha neler göreceğiz..
Not:AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış'ın, 25 Ocak'ta Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UTED) Berlin'de düzenlediği bir yemekte Meclis'te de türbanın serbest bırakılmasını istediği ortaya çıktı. Türban yasağının kaldırılması noktasında toplumsal mutabakatın yüzde 63'lerde olduğunu belirten Bağış, şu ifadeleri kullandı: "Meclis'te görev yapanlar kimlerdir? Milletvekilleri. Kimin vekili, milletin vekili. O zaman millet neyse, vekil de o olmalıdır. Türkiye'de inançları nedeniyle üniversiteye gidemeyen genç kızlarımızın, başka ülkelerde üniversiteye gitmelerini ülkem adına bir ayıp olarak nitelendiriyorum."
Kaynak: Sabah
Yorum Gönder