Ah Şu Çılgın Türkler..
Saat: 11:23 | Yazar: Burak Doğan
Gerçekten yaptıklarımızla, başarılarımızla, hareketlerimizle, dünyanın her yerinde olmamızla, asla yılmamamızla, inancımızla, azmimizle hep farklı yerlerde oluyoruz.. Bu sadece futbolla alakalı değil zaten her mevzuda bu şekilde.. Ama Avrupa Şampiyonası dahilinde o kadar çok konuşuldu ki, özelliklerimiz biraz daha ortaya çıktı..
İnternette türlü geyikler dolaşıyor, bende birazdan örnek vereceğim bu geyiklere.. Ancak Hırvatistan maçı ile ilgili bir iki mevzu var, onu dilegetirmek istiyorum önce.
Maç içinde, kameralar Fatih Terim'i gösterirken, yedek kulübemizin altında Atatürk Posterini görmüştüm.. Aradım baktım, Google'da aradım bulamadım.. Kimin koyduğunu, kimin getirdiğini çok merak ettim, fotoğrafı bulasıya kadar ses çıkarmamaya niyetliydim. Sonuçta Habertürk'te bunu farkedenler bir yazı yazmış, bende oradan aldım fotoğrafı.. Atamızın o güzel yüzünü kim sahaya çıkartmıştı acaba?
Birde merak ettiğim farklı bir konu var.. Hırvatistan maçını inanılmnaz bir şekilde kazandık ve ardından Türkiye sokaklara döküldü.. Sadece Türkiye sanıyorsanız zaten yanılıyorsunuz. Televizyonda Berlinidir, Viyanasıdır hepsi gösterildi. Peki Fransada ne oldu haberiniz var mı? Champs- Elysees'de Türkler neler yaptı? Nam-ı değer Arc de Triomphe'da (Zafer takı, hani şu şanzelizenin başında olan) neler oldu biliyor musunuz.. Olayı biraz daha değiştireyim size.. Son zamanlarda ortaya çıkan "Fransızlar Avrupa Kupasında bile Türkiye'yi istemiyor" cümleleri neden kulağımıza daha fazla çalındı biliyor musunuz? İlk örneğini göstereyim size:
Fransa, Dünya Kupasını kazandı, bu hale gelmedi bu meşhur cadde.. Çünkü adamlar eğlenmesini biliyorlar, sevinmesini biliyorlar. Bu şekilde, ufacık bir "Champs Elysses Bulvarı" yazısının üstüne iki kişi tünemiyorlar. Bu iki adamı gören fransızlar, eminim ki orada ne yaptıklarını merak ediyorlardır.. Alın iki örnek daha:
Türklüğümüzü her yerde belli ediyoruz maşşallah:) Yenilikler, mükemmel icatlar, sevinmenin dozunu bulamamalari, sevinirken adam öldürmeler.. Hepsi bizde.. Sadece bu fotoğraflar bile neler gösteriyor bize..
Gelelim en son bölüme.. Türkler Nasıl Yenilir Geyikleri..
*Türklere karşı kazanmak isteyen takım kesinlikle ilk golü atmamalı.
*Türkiye’ye rakip olan takım öne geçerse, gol sonrası Türk takımının santra yapmasına vakit kalmamalı.
*Türkiye maçlarında oyun süresi 90 dakika olmamalı.
*Hakemlerin kollarındaki dışında, tüm statta saatler kaldırılmalı. Antrenör, teknik heyet ve seyircilere maç süresince saat kullanma yasağı konmalı.
*UEFA kural değişikliğine giderek, bir takımın iki golü arasında en az bir dakika geçmesi gerektiğine dair yeni bir kural uygulamalı.
*Üç değişiklik hakkını kullanmış takımların kalecilerinin kırmızı kart görmesi halinde başka bir oyuncuyu kaleye koyması yasaklanmalı.
*Adı ’A’, ’N’ veya ’S’ (Arda, Nihat ve Semih’i kastediyorlar) ile başlayan Türk futbolculara, maçın son dakikasında rakip ceza alana girme yasağı konmalı.
*Türk takımının kalesi elastik direklerden yapılmalı.
*Statlara Türk seyirci alınmamalı.
*Türkiye UEFA’dan çıkarılıp, başka bir kıtanın futbol federasyonuna dahil edilmeli.
*Maçın son iki dakikasında Türkiye’ye karşı oynayan takım en az 2-0 önde ise, yuvarlak değil, kare şeklindeki bir top ile oynama kuralı getirilmeli.
*Türk futbolcuların hepsi solcu. Efsane devrimci Che Guevara’nın "Gerçekci olalım, imkansızı isteyelim" prensibini ilke edinmişler.
*Futbolda gol yemeden, gol atmanın mümkün olduğuna inanmıyorlar.
*Ayaklarıyla değil kalpleriyle oynuyorlar.
*Maç boyunca oynamadıkları için, son dakikalarda rakiplerine göre çok daha enerjili ve dinamik oluyorlar.
*"Avrupa’ya dahil değilsiniz" diyen siyasetçilere Avrupa kupasını alarak cevap vermek istiyorlar.
Hiç bir futbolcularının sabit pozisyonu yok. Hepsi heryerde oynabiliyor; hatta santrforu kaleye geçebiliyor. (Kırmızı kart gören Volkan yerine Tuncay’ın geçmesini kastediyorlar.)
Bu hale getirdik Avrupa'yı.. Birde kupayı alıp gelsek ülkemize..
BEN KASTAMANULU YUNUS TÜM VATAN AŞIK LARINA SELAM 37