NBA'de Çatı Akarsa, İzmir Salonları Gelir Akla..
Saat: 12:30 | Yazar: Burak Doğan
Dün gece Los Angeles Lakers - Clevland Cavaliers maçı, ilk çeyreğin bitimine 3:36 dakika kala, çatının akmaya başlaması nedeniyle 15 dakika durmak zorunda kaldı. Bunu NTVSpor'da izleyen ben, hemen yıllar öncesine döndüm.. (Maçı 98 - 95 Clevland kazandı, LeBron 32'de 16 isabet /41 sayı ile bitirdi falan fişmekan..)
Bundan yaklaşık 15 sene önce kadar, çatının akmasının ne demek olduğunu, helede basketbol oynarken çatının akmasının ne demek olduğunu şahsen gözlerime inanamayarak öğrenmiştim. İzmir'de, o zamanlar 3 salonda basketbol oynanırdı. %30 oranında Balçova Spor Salonu'nda, %10 Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda ve %60 Cumhuriyet Mahallesi Spor Salonu'nda.. Minikler ve yıldızlar takımları seviyesinde, çocuklar servislerde oradan oraya koşturulurdu. Okuldan çıkıp maçlara yetişmeceler, okuldan izin almaya çalışmalar, hatta bazen alamamalar ile geçti zamanımız. Ama salonun akması bir başkaydı;
Maç Cumhuriyet Mahallesinde.. Günlerden perşembe, okuldan izin almış, 6 maçına yetişmeye çalışıyoruz. (Maçlar 18.00 / 19.15 / 20.30 saatlerinde oynanırdı. Hatta son maç geç kalmasın diye, ilk maçlarda fark olursa süper bir hareketle dakikalar çalınırdı.. Hey gidi Halil Hoca be:D) Serviste şarkılar eşliğinde ödev yapmaya çalışan tipler falan var. Neyse.. Mükemmel spor salonunun olağanüstü soyunma odalarında (tasvir etmem lazım çok önemli - Tribünlerin olduğu yerlerin altı soyunma odasıydı. O kadar ufaktı ve biz kocaman adamlar oraya sığmakta o kadar zorlanıyorduk ki, 5'er 5'er giyinebiliyorduk.. Üstümüz tribün olduğundan, 50 cm'de bir 50 cm yukarıya çıkar şekilde genişliyordu soyunma odası.. Neler çekmişiz top oynayacağız diye yahu..-) giyindikten sonra sahaya ilk ben çıktım.. Bu salonun ortasının ıslak gibi görünmesi göz yanılsaması olmalıydı değil mi? Ama değildi..
Bildiğiniz, parke salonun ortasında 6-7 kova, bazı yerlerde paspas.. Şıkır şıkır sular damlıyordu.. Yağmur dışarda dindi, kovalar kalktı ama, tribünlerden bakınca sağ taraftaki bench'in önünde duran havlu ile yaptık maçı.. Böyle durumlarda top oynadık biz zamanında.. İnanmak güç değil mi:)
İlginç bir haber :)
Gerçekten çok şaşırdım ama Staples Center'da olan böyle bir olaya.. O olayı anlatmaktansa ski çektiklerimi anlatmak daha çok hoşuma gitti..:)
ahahaha :) zamanında bende çok maça çıktım cumhuriyet mahallesinde :) kürt dolu etraf :) halil hoca dediğin halil çetin mi?
Çok güzel bir mahalle değildi tabi.. O yaşımızda hoca bizi markete üçlü üçlü gönderirdi.. Halil Çetin olsa gerek.. Hala hakemlik yapıyordu son gördüğümde..
yok benim dediğim koçtu hoca da diyince halil çetinden bahsediyorsun sanmıştım. hakemleri ismen değilde sima olarak tanırdım. çok zaman geçti üstünden tabii :) kız maçları olunca tribünümsü şeyi doldururdu mahalle gençleri :) bir de girişte küçük bir kantin gibi bir şey vardı orda maç çıkışları sandwich yaptırırdık. hahah ne günlerdi ya :)
Hangi takımın Hocasıydı Halil Çetin? Onu bile bilirim muhtemelen.. Özellikle o merdiven altı kantininde ne kaşarlı sucuklu yarımlar yedik ama:D
gaziemir belediye. ben ortaokulda itkdaydım. sonra lise2 de gaziemir belediyede oynamıştım
Yok vallaha hatırlamıyorum. İzmirsporda oynamıştım bende.. Lise takımımız yoktu Buca Anadolu Lisesinde..:)
izmirspor iyidi ama tabii ki çoğu klub gibi ksk nın karşısında dayanamıyordu. :)
Ben 83 jenerasyonundanım.. O zamanalrda bizim KSK ile eğlenceli maçlarımız olurdu.. toplam 6 senede (minik - yıldız - genç) 3 defa yenmişliğimiz vardı yani:)
sen büyükmüşsün benden ben 89 luyum. :)
E biraz varmış aramızda;) Ama top oynamak güzeldir yahu.. Hele cumhuriyette=)
tabii ki potaların arkasında büyükçe alanlar vardı. orda maçtan önce ısınmalar filan :)
Özelliği o zaten.. Eskiden potaların altı beyaz ince direklerden oluşmaktaydı, yalandan süngerler takılıydı falan, sen hatırlamazsın o zamanları.. Sonra potaları balçovadan alıp getirdiler oraya:)
Bende bir ara nevvar salih işgören spor salonunda konak belediye spor okuluna gittim sonra sıkıldım bıraktım. güzel günlerdi. :)
dipnot:93lüyüm :)
Vay anasını sayın seyirciler? Yok mu daha ufak aramızda:p
Şaka bi yana, sporun her türlüsü güzel.. Özellikle takım oyununu sağlayan sporlar, kişisel gelişimde çok yardımcı...
ben de konak belediyesi'nde oynuyordum dersane yüzünden bırakmak zorunda kaldım...:(
not=95'liyim :D