Kapatma Davası ve AKP'ye Getirileri..

0

Saat: 10:04 | Yazar: Burak Doğan

Bundan önce bilmem kaç tane parti kapanmış, hepsi kalkmış iktidara daha kuvvetli olarak geri gelmiş.. Yani kapatılsa geriye kalan 300 milletvekili ile yeniden güçlenerek iktidar, kapatılmazsa mağduru oynayarak oyları yine arttıracak yeniden iktidar. Burada herkes hemfikir zaten. Dolayısıyla, kafası çalışan Ergenekoncuların falan işi değil bu. Komploluk olay da değil, bu iş baya ciddi. Daha önce kapanan iki partininde iddianamelerini hazırlayan Başsavcı, aynı başsavcıydı zaten, kendi ilkelerinin peşinden giden bir insan. Şimdi esas konuşulması gereken mevzulara gelelim..

Atatürk'ün kurduğu Laik ve Sosyal Hukuk Devleti, rejimini tehdit eden davranışları ve insanları Anayasası ile cezalandıracaktır. Hiçbir zaman bu devlet, ılımlı bir islam devletine dönüşmeyecek, geretiği yerde ülkenin gençleri, gerektiğinde savcıları gerektiğinde de askerleri bu durumu engellemek için elinden geleni yapacaktır. Burada zaten hemfikiriz, bu zamana kadar geçen zaman diliminde de bunları gördük, izledik.

Kapatma davası, hukukun bir başkaldırısıdır.. Her tarafta ayrıntıları okuyabilirsiniz zaten, o yüzden vay efendim 61 adet iddia varmış, 71 milletvekiline siyasi yasak konmak istiyormuş falan.. Bunlarla hiç uğraşmanın manası yok, ama üzerine basılması gereken çok önemli bir nokta var. Bundan bir süre önce DTP'ye de kapatılma davası açılmıştı. O zaman demokrasi diye yırtınan kesim neredeydi? Musalla taşından bahsedenler, savcının yetkilerinin kısılanması için mini anayasa değişikliği yaratanlar ne yapmaktalardı ki?

Peki birisi çıkıp "AKP Laikliğe karşı hiçbir zaman böyle bir adım atmadı" diyebilen var mı? Ya da bu iddianamedekiler tamamen gerçek dışıdır diyebilen? İçinde kamu kuruluşlarına işallah türbanlı kardeşlerimizi de sokacağız diyende var, türbanlı kızlar için otobüs ayarlayanda.. Hatta bayanlara bir otobüs tahsis edip mescid hale getirende.. Bu iddiaların hiçbirine zaten cevap veremezlerde..

Bırakın AB'nin bizle dalga geçtiğini, %47 oyu olan kapatılırmıymış görüşünüde. Avrupa Birliğinde görmedik mi zorla hükümetten düşürülen partileri AB desteğiyle? İspanya'da, Avusturya'da olmadı mı bunlar? Demokrasilerin kendi refleksleri vardır ve kendi rejimini korumak için bu refleksleri aniden devreye sokabilir.. Türkiye Cumhuriyetinin, "Dinci / Dindar" Cumhurbaşkanı olmaması gerektiği gibi, "Dinci / Dindar" bir yapısıda olmamalıdır, olmayacaktır..

Merak etmeyin.. Bununda üstesinden geliriz, bununda altından kalkarız.. Bu ülkeyi "Ilımlı İslam Devleti" ne dönüştürmek, sandığınız kadar kolay değil. Rejimin bekçileri her zaman buralarda olacak..

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

Yorum Yok!?!

Yorum Gönder