Kararlılık Mesajı

0

Saat: 10:03 | Yazar: Burak Doğan


Uzunca bir süredir bende yazmakta zorlanıyorum.. Araya bayram tatili girdi, Yüksek Lisansımın dersleri başladı, Sivil Toplum Kuruluşlarındaki görevlerim en üst düzeye ulaştı. Dolayısıyla yazı yazabilmek, benim için çok zor bir duruma dönüştü. Ama benim düşüncem madem yazamıyorum, bırakayım değil, biraz daha farklı.. Bu duruma gelenler, genelde "ben bu blogu kapatıyorum arkadaş" havasına kapılıp, kilitleyip gidiyorlar kapılarını.. Bense, yazma sıklığımı azaltıp, ara sıra internete düşen yeni yurdum insanı yazılarımla, zaman buldukçada kafama takılanlarla yazmak istiyorum artık.. Şimdiden bunu belirtmek istedim sizlere..

En son Kazım Kanat'ı kaybettikten sonra, hem Beşiktaş çıktı raydan hem Galatasaray, hem de Fenerbahçe.. Beşiktaş 4 yedikten sonra Metalist'ten en çok merak ettiğim şey yukarıdan hangi satırları yazdığı oldu Kazım Kanat'ın.. Ardından da zaten hem Ertuğrul, hem de Sinan Engin istifa ettiler.. Diğerleride istifa etmiş kadar oldular zaten.. O mevzular apayrı anlatılacak mevzularda, artık içimden bile gelmiyor..

Bayramda, hain saldırıların kucağına düştük yine.. Hakkında bir sürü açıklamalar, bildiiler, lanet okuyanlar.. Hepimizin içi yanıyor bu kesin.. Sürekli bir şekilde kanayan yaramız haline geldi bu mevzu yıllardır.. En çok can acıtan ise, engelleyebilmek, önleyebilmek için siyasilerin yeterli çalışmayı yapmadığına inanmış olması herkesin.. Yılmaz Özdil'de o kadar güzel dile getirmiş ki..



Eğip bükmeden soralım...

*

Son 5-6 yılda...

PKK’lı mı tıktık içeri?

Subay-astsubay mı?

*

Eli silahlı teröristlere habire af çıkarırken; İstiklal Madalyası sahibi Jandarma Genel Komutanı’nı hapse atıp, beyin kanaması geçirene kadar içerde tutmadık mı?

PKK’ya yataklık yaptığı için hapiste yatan kadını, çıkarıp, Meclis’e sokarken, Cumhurbaşkanı’nın masasına davet ederken; 1’inci Ordu Komutanı’nı "terör örgütü kurmak"tan içeri tıkmadık mı?

Şehide "kelle" dediği için tazminat ödemeye mahkûm olan, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir canım kardeşim" diyen Başbakan’a, "Bravo, aynen devam" deyip, yüzde 47 oy vermedik mi?

PKK, hastalanmaması için serçe parmağının tansiyonu bile ölçülen Abdullah Öcalan’ın saçı kesildi diye, kalkışma provası yapıp, Diyarbakır’ı yakıp yıktığında, polisin-askerin elini tutup, "Cana geleceğine mala gelsin" diyen Diyarbakır Valisi’ne "aferin" deyip, Başbakanlık Müsteşarı yapmadık mı?

Kafamızda Amerikan çuvalıyla gezerken, koordinatör saçmalığı icat edip, "Amerika bizi çok seviyor, istihbarat verecek" demedik mi?

"Amerika istedi diye harekátı kısa kestik, içerde parça bıraktık, o kampları tutmamız gerekirdi" dediği için, neredeyse "vatan haini" ilan edilen Deniz Baykal, o kamplardan gelen teröristler önceki gün Aktütün’ü bastığında haklı çıkmadı mı?

Irak’taki hacivat "Kedi bile vermem" derken; yaralı PKK’lıların tedavi edildiği Kuzey Irak’taki hastaneyi bile kendi ellerimizle yapmadık mı?

Vatandaşa zam üstüne zam geçirirken, PKK’yı koynunda besleyen Barzani’ye, Talabani’ye yarı fiyatına elektrik vermiyor muyuz?

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de kadınları çocukları havaya uçurduklarında; besleme medyadaki arkadaşlar utanmadan, "Ne malum PKK’nın yaptığı" demedi mi?

Şehit çocukları çıplak ayakla gezerken, tabut başındaki karnı burnunda tazeler Allah’ıyla baş başa kalmışken; fitreleri zekátları Mehmetçik Vakfı yerine, Almanya’da din-iman hortumcusu olduğu alenen tescillenen Deniz Feneri’ne vermiyor muyuz?

Gariban ailelerin çocukları şakır şakır şehit düşerken, subay-astsubay çocukları oradan oraya tayin edilip, lise mezunu olana kadar 28 tane şehir değiştiriyor; yaşadıkları travma nedeniyle üniversite kazanamıyor ve onlara hiçbir ayrıcalık tanınmıyorken; "Babamın parası var, benim de bokumda boncuk var, onun için yurtdışında okuyorum" diyenler askerlikten yırtmıyor mu?

Bir zamanlar bu memlekette askerlik yapmayana kız bile verilmezken, "Popomda sivilce çıktı, bak bu da raporu" diyenler, askerlikten sıyırmıyor mu?

*

Genelkurmay, 68 kere basılan 46 şehit verdiğimiz gecekondudan bozma dandik karakolu, parasızlık nedeniyle 100 metre ileriye taşıyamadığımızı açıklarken; Genelkurmay eski Başkanı’na, korgeneral refakatinde askeri uçakla taşıyarak, 1 trilyon liralık zırhlı Audi almadık mı?

*

Neymiş efendim, terör zirvesi toplanmış, kararlılık mesajı çıkmış...

Yerim ben sizin o kararlılık diyen dillerinizi, yerim.

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

Yorum Yok!?!

Yorum Gönder