Gilette'ten 5 Bıçaklı Titreşimli Konuşkan "Stealth"

2

Saat: 10:31 | Yazar: Burak Doğan

Uzun zamandır şikayet ettiğim gibi Friend Feed ve Twitter'ın yazma hevesimi köreltmesinden ötürü, arada çok boş zamanım olduğunda ya da bu da mutlaka bir köşede bulunsun dediğim yazılarımı paylaşıyorum "Günlerden Bugün"de.. Bu yazma hevesinin körelmesinde askere gidecek olmamın da etkisi var, boş zaman geçirgeci oyunlarda iddia nedeniyle hırs yapmamın da.. Ama sonuç değişmiyor, ayda 2 - 3 yazıdan fazla girmiyorum bu güzelim altın kapalı defterin gümüş sayfalarına..

Yine günlerden bir gün, Friend Feed kurcalarken, bir de bakıyorum ki, uzun süredir hayranlıkla takip ettiğim Deli Profesör kardeşime bir kutu gelmiş, bunu da bizlerle paylaşmış.. Anlamlandıramadığım bir kıskançlıkla yazıyorum internet tilkimin adres kısmına açılış sayfamı, yeni kayıt diyorum, yaklaşık 2 dakikada hıncımı alıyorum ve yayınlıyorum!

Yazı Friend Feed'e düşüyor, oraya yorum, yazıya yorum derken kafama dank ediyor: Yahu kargo ya benden önce Deli'ye gittiyse? Yok arık diyor, sızlanmaya devam ediyorum. Bu sefer başka bir şey takılıyor kafama: Yahu tamam da, geçen seneki seti aldın, jelin balsamın bitmedi, ayda ortalama sadece 2 defa bu 5 bıçaklı aygıtı kullandın, o da berber kapalı olduğu zaman. Madem öyle bu kıskançlık neden? Sonra kendi kendimi savunmaya geçiyorum: Zaten ayda 2 defa traş oluyosun, her seferinde jelide balsamıda kullanıyorsun, gittin bir de 5'li yedek paket aldın Migros'tan yeter de artmaz mı diye.. Bu ikilemde boğulmak üzereyken, iç hat telefonu çalıyor, acil girişe çağırılıyorum.

Gittiğimde kapıda bir kargo elemanı, elinde orta boy bir kutu. Bir haftadır girişteki arkadaşları uyarıyorum, Garanti Bankası başvuruda bulunmamama rağmen kredi kartı göndermiş, sakın benden habersiz bir şey teslim almayacaksınız diye. Malum kullanmak istemiyorum, geldiği gibi teslim almayacağım kendisini, geri göndereceğim. Onlarda kargocu görünce acilen beni çağırıyorlar..

Ortalama 10 dakika boyunca kargo elemanı arkadaşı sorguluyorum, banka kartı taşıyıp taşımadıklarına dair. En sonunda arkadaş yemin billah edecek duruma geliyor da, o şekilde teslim alıyorum kutuyu. Tabi bu arada, yazıların üstünden 10 dakika geçmiş olmasına rağmen hala aklıma setimin gelmiş olabileceği gelmiyor. Saf saf pakete bakıyorum, acaba bana kim ne gönderdi diye..

Paketi açıyorum, kapkara bir kutu, kendimi tanıtmam için parmak izine dokunmamı söylüyor. Tabi bu arada tüm bu muhabbetler sırasında tüm beraber çalıştığımız arkadaşlar etrafıma toplanmış, olanları izliyorlar. Bende parmağımı dokunduruyorum saf bir şekilde. Çıkan ses ile hepimiz irkiliyoruz: " Burak Bey.. Artık siz de titreşimli gücün farkını hissetmeye hazırsınız. Şimdi kutuyu açabilirsiniz.."

Kutuyu açıyorum ve sol üst köşedeki içerik çıkıyor karşıma.. Ben içindeki aygıtları alıp, kızarmış yüzümle benim tanımadığım ama beni tanıyan kişilere karşı olan utancımı paylaşıyorum hiçbirşeye vakıf olmayan arkadaşların ortasında. Gerçi onlar da oturmuş kutunun nasıl titreştiğini, sesin nasıl geldiğini, hoparlörlerin nasıl çalıştığını falan çözmeye çalışıyorlar kutunun orasını burasını yırtarak :) Hatta kendi parmağını koyup titreşip titreşmediğini bile anlamaya çalışan vardı aralarında :))

Neyse bu duygularla alıp gidiyorum eve yeni bıçağımı.. Yedek oalrak saklayacağım jel ve balsamı ayrı köşeye yeni oyuncağımı ise direk alıp banyoya gidiyorum. Maksat denemek değil mi yahu! Kullanmak içinse zaten ortam son derece uygun..


Surat tarla, başlıyorum çalışmaya.. Ben kestikçe o kıpraşıyor, o kıpradıkça şu kazık gibi sakallar yumuşuyor gibi geliyor.. Allah allah diyorum, eskisi de titriyordu ama bir türlü anlayamıyorum aradaki farkı.. Orasını burasını çevirdikten sonra, vazgeçiyorum, kendimi kıpraşımın yarattığı rahatlamaya bırakıyorum! Amaç, kıpraşımlı çözümün ardından çıkacak sonucun bir bebek poposu örneği mi olacağını ya da kıpraşırken bazı yerleri mi atlayacağını görmek... Bunun anlayabilecek tek kişi ise elbette kız arkadaşım!

Traş olunur, kıyafet değiştirilir.. Alsancak'a gitme amaçlı evden çıkarken telefon gelir, hatun kişinin evden alınması gerekmektedir.. Güzergah değiştirilir, hatun kişi apartman altında beklenilir ve o sırada aynaya bakmaya devam edilir. Eğer ki traş aygıtında bir değişiklik varsa, konu uzmanı olarak farkı o hissedecektir sonuçta.. Kapı açılır, arabaya biner ve daha öpmeden şu cümleyi patlatır:

Ne bu halin! Ben sana kirli sakalı daha çok seviyorum demiyor muyum yahu! Yine ölü gibi bembeyaz olmuşsun!!!

Sonuçta ben yeni Gillette'in fazlasıyla işe yaradığını öğrenmiş oldum ama, daha güzel karşılanmayı da hakediyordum doğrusu.. Ne yapalım 2 gün sonra istenilen kıvama geliriz herhalde..

İçeriği beğendiniz mi? Günlerden Bugün'ü Rss olarak ya da E-Mail alarak takip edin! E-mail ile kayıt en üstte!

2 Yorum

  1. Enes İLHAN |

    Hocam yazın çok güzel olmuş sonuna kadar zevkle okudum.Bize böyle yazılar lazım ama kimse bu cesareti gösteremiyor bende dahil malesef !

     
  2. Burak Doğan |

    Açıkçası bende kendimden şikayetçiyim.. Yazasım gelmiyor, yazsam bile takip edildiğimi anlayamıyorum eskisi gibi.. Hep de söylüyorum hem Twitter hem de FriendFeed'in çok etkisi var bunda.. En son Friend Feed yorumlarını entegre ettim siteme, belki 1 - 2 geri dönüş olur düşüncesiyle ama, ondan da ses yok.. Bir yandan yazabileceklerimizi mikrolaştırma düşüncesi, bir yandan gittikçe azalan geri dönüşler.

    Para kazanmadığımız zaten malum, gittikçe etkileşimin kaybolmasıyla da tadı kaçıyor mikro blogging sayesinde sanırım bloglarımızın..

     

Yorum Gönder